Ağlayan sokak...
Hayatlar ve mekanları yazarken, hayatlar ve Abdi İpekçi'yi yazmak kaçınılmazdı... İstanbul'da mekan deyince, İstanbul'da eğlence arayınca, yazılacak ve yaşanacak en belli başlı mekan Abdi İpekçi'ydi... İstanbul geceleri Abdi İpekçi'de yaşıyordu... Nişantaşı, Abdi İpekçi demekti... Cıvıl cıvıl gençlik en marka shopping, en kaliteli feeding... Canlı ve her sound'dan müzik... Abdi İpekçi'deydi... Her gece binlerce insan Abdi İpekçi'ye geliyor, Abdi İpekçi'de eğleniyor, Abdi İpekçi'de buluşuyor, Abdi İpekçi'de seviyordu... Abdi İpekçi önce Nişantaşı'nın, sonra İstanbul'un sonra da tüm Türkiye'nin kalite merkeziydi... Yılbaşı orada kutlanırdı... Noel ağaçları orada süslenirdi... Sokak kahveleri orada içilirdi... Sokak bistrolarında yenirdi...
Vakko'dan Boss'a, Beymen'den L'ocitane'a, Divarese'den Louis Vuitton'a, Adidas'tan Niş'e, Suit'ten Brasserie'ye, Midpoint'tan Banyan'a, Reasürans'dan North Shields'e, Mezzaluna'dan Jo Jo'ya, Touchdown'dan Buzz'a, her şey, her yer ve herkes Abdi İpekçi'deydi... Abdi İpekçi, Avrupa demekti... Abdi İpekçi, çağdaşlık demekti... Abdi İpekçi, modern Türkiye demekti... Abdi İpekçi, dünya kenti İstanbul demekti... Abdi İpekçi, marka demekti.. Abdi İpekçi, aydınlık demekti... Abdi İpekçi, gençlik, tazelik ve heyecan demekti... Abdi İpekçi, çağdaş Türkiye'nin zengin yüzüydü... Genç olmak isteyenlerin, modern olmayı tercih edenlerin, zengin olmasa bile zengin yaşamak isteyenlerin caddesiydi... Paris'in en Parisien caddesi Saint Germain'di Abdi İpekçi...
Neden ismi Abdi İpekçi'ydi bu caddenin bilirler miydi?.. Her gece gelen on binler, o caddede eğlenirken, tanırlar mıydı Abdi İpekçi'yi?.. Arkadaşla ya da sevgiliyle gerçekleşen bir Abdi İpekçi buluşmasında hatırlarlar mıydı Abdi İpekçi'yi acaba?.. Bilirler miydi ki, eğlendikleri caddeyi Abdi İpekçi yapan gazeteciyi?.. O caddenin şimdi herkesin eğlendiği mekanlarının ortasında, isabet eden kurşunlara karşı can çekişip, can verdiğini?..
Yaşam ne kadar enteresandır... Yaşamını, modernliğe, çağdaşlığa, demokrasiye veren bir adamın, ismini taşıyan cadde, bugün İstanbul'un modernliğinin, çağdaşlığının, demokratlığının sembolü olmuştur... Abdi İpekçi, genç sayılabilecek yaşında kurşunlarla veda ettiği yaşamında, kuramadığı moderniteyi, ölümden sonra, kendi adını taşıyan caddede kurmuş ve yaşatmıştır... İki gün önce Abdi İpekçi'nin katili İstanbul'da serbest bırakıldı... Bayramda Abdi İpekçi caddesi boştu... Ama katil İstanbul sokaklarında dolaşıyordu... Bilmem Abdi İpekçi caddesine uğramış mıdır?.. Ne de olsa hür ve özgür bir vatandaştır artık kendisi?.. Sadece Pendik karakolunda değil, Abdi İpekçi'de de alacaktır nefesi...
Kim bilir gördüğünde ne kadar sevecektir o caddeyi?.. Ola ki, dükkanlardan alışveriş edecek, mekanlarda eğlenecektir... Kim bilir belki kendisine bir de kız arkadaş edinecektir?.. Ne de olsa Abdi İpekçi'yi vurmanın karşılığında, sadece 5.5 yıl sonra hür ve de serbesttir... Bilmem Abdi İpekçi'deki mekanlar Mehmet Ali Ağca'yı da buyur edecekler midir?.. Pendik karakolunun önünde toplananlar gibi, onlar da onu alkışlayacaklar mıdır?.. Katile konfetiler atılacak mıdır?.. "Türkiye'nin onunla da gurur duyduğu" haykırılacak mıdır?.. Bakıyorum... Abdi İpekçi caddesinden hiç ses seda çıkmıyor... Adının sevabına da olsa, hiç mi kimse ayağa kalkmayacaktır?..
|