|
|
|
|
Bakan Şahin sert çıktı
Spordan Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, delege olduğu halde Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'ne bağlı federasyonların seçimlerinde oy bile kullanmadığını belirterek, ''Biriyle selamlaşırken, belki tebessümü biraz fazla kaçırırım, bu da başkalarına işaret olarak algılanabilir diye endişe ettiğimden genel kurullara dahi gitmiyorum'' dedi.Bakan Şahin, ''Spor Meclisi'' isimli derginin bu ayki sayısına verdiği röportajda, Futbol Federasyonu'nun özerk yapısıyla ilgili görüşlerini de açıkladı.
Futbol Federasyonu'nun
13 yıldır özerk bir yapıya sahip olduğunu hatırlatan Şahin, ''Federasyon, bundan 13 yıl önce mali ve idari özerkbir yapıya kavuşmuş ve sadece spordan sorumlu bir bakanla ilişkilendirilmiş bir kurumdur. Dolayısıyla Türkiye'de 13 yıldır futbol arenası siyaset alanının mümkün olduğu kadar dışındakalmıştır. Ben bunun böyle olmasını doğru bulanlardanım. Öyle ki diğerfederasyonlarda da özerklik yolunu açmayı bu nedenle düşündük ve adımları attık'' ifadelerini kullandı. ''Bir yerde bir takım sorunlar yaşanıyorsa yani kaos sözcüğü ile ifade edilen sorunlar yaşanıyorsa bunun bana göre birinci sebebi insanmalzemesi ile ilgilidir'' diyen Bakan Şahin, şöyle dedi:''Eğer insan malzemeniz sağlam olursa sistem eksik de olsa orada işler iyi yürür. Türkiye'de şu anda yaşadığımız sorunların büyük bir bölümünde insan malzememizin zayıflığı ile ilgili olduğu kanaatindeyim.
Biz Türkler bazı şeyleri hep deneme yanılma yoluyla öğreniriz. Yanlışlıkları hataları yaşar, bunların ceremesini çeker, ancak bunlarıöğrene öğrene sonunda bu işin nasıl doğru yapılabileceği noktasına geliriz. Özerklikten sonra işbaşına gelen her bir yönetim yenişeyler öğreniyor, her bir yönetim daha önceki yönetimin ortaya koyduğuyararlı işleri daha da genişleterek devam ettiriyor. Onların yapmış olduğu hatalara da düşmeme gibi önlerinde emsal olabiliyor.Biz devlet olarak özerk federasyonlara özellikle onların ihtiyaç duyacağı yasal düzenlemelerle yardımcı olabiliriz.''
İdari bakımından federasyonların bir ihtiyaçları olduğunda hepyardımcı oldukların belirten, Şahin, ''Bundan sonra da yardımcı olmayadevam edeceğiz'' dedi.
''Ben federasyonların yönetimine kimler gelecek sorusunun muhatabıdeğilim'' ifadelerini kullanan Şahin, ''Kimler gidecek sorusunun muhatabı da değilim. Genel kurul, sadece Futbol Federasyonu için değil, diğer federasyonlar için de aynıdır'' ifadelerini kullandı.
'MİLLİ TAKIM, İŞİ SON MAÇA BIRAKMAMALIYDI'
Bakan Şahin, (A) Milli Futbol Takımı'nın Almanya'da düzenlenecek 2006 Dünya Kupası finallerine gitmek için işi son maça bırakmasının hata olduğunu kaydetti.
Milli takımın son derece deneyimli oyunculardan kurulu olduğunu ifade eden Şahin, ''Fatih Terim de benim gibi düşünmüş, saha kenarından 5. gol için teşvik etmiş olabilir ama bu konuda yetersiz mikaldı veya bu düşüncesini futbolculara yansıtamadı mı, kafamda böyle bir soru işareti kaldı. Bu kadar tecrübeli oyunculardan kurulu bir milli takımın son saniyeye kadar işi bırakmaması lazımdı'' yorumunu yaptı.
'ERZİK VE BIÇAKCI BENİ UYARMADI'
Bakan Şahin, UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik ve Futbol Federasyonu Başkanı Levent Bıçakcı'nın Merkez Hakem Kurulu (MHK) üyelerinin seçimindeki yöntem konusunda kendisini uyarmadıklarını kaydetti.MHK üyelerinin Futbol Federasyonu Genel Kurulu'nda seçilmesinden yana olduğunu ifade eden Şahin, şöyle devam etti:
''Bu düşüncemin hala doğru olduğu kanaatindeyim. Çünkü, daha önce sadece federasyon başkanı seçiyordu. Biz bunun yanlış olduğunu söyledik. Genel Kurul delegelerinin yüzde 70'i futbol kulüplerimizin üyelerinden oluşuyor. Onların genel kurulda MHK üyelerini seçmesi durumunda ileride futbol takımlarının MHK üyeleriyle ilgili, hakemlerle ilgili itirazlarının en aza indirileceğini düşünüyorum.
Adalet Komisyonu'nda bu konu görüşülürken Şenez Erzik Bey de oradaydı. Doğrusu bana FIFA ve UEFA kurallarına uygun değildir demediler. Bana daha sonra FIFA'dan bu konuda iki üç defa yazı geldi. Önce kabul etmedim, itiraz ettim. Avrupa'nın başka ülkelerinde bizim yaptığımız yolla Merkez Hakem Kurulları'nın yönetime geldiğini biliyoruz. İtalya örneğini verdim, ama ısrar ettiler. Israr etmeleri neticesinde bizim faaliyetlerimizi askıya alma veya sonlandıracağı tehlikesi gördüğüm için (kerhen de olsa) bu sefer Futbol Federasyonu başkanına değil, hiç olmazsa Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu'na verelim diye bir orta yola başvuralım dedim.
UEFA ve FIFA nezdinde Türkiye'yi temsil eden arkadaşlarımız beni daha önceden ciddi bir şekilde uyarmış olsalardı, bunun uluslararası kurallara aykırı olacağını söyleselerdi, başlangıçta en azından şimdiki hale getirirdik.''
|
|
|
|
|
|
|
|
|