Yargının bütçesi...
TBMM Genel Kurulu'nda dün bütçenin tümü üzerindeki konuşmalar daha çok çiftçi, esnaf, cari açık çerçevesinde geçiyor. Mülk verileri üzerinden ekonomi değerlendiriliyor, temeli olan adaletin durumuna ise değinen olmuyor. Yüksek yargı temsilcilerinin, 24 saat önce dile getirdiği "Özlük haklarımız kötü, yargı iş yükü altında sıkıntıda" şikayeti TBMM'de yankı bulmuyor. Yargı zirvesinde ele alınanlara gelirsek.. Bir zamanlar kamunun birçok kurumunda rastlanan, "nitelikli personeli özel sektöre kaptırıyoruz" yakınması, yargıda da yer bulmaya başlıyor. Daha da ilerisi, "meslekten kaçış başladı" tespiti yapılıyor. Rakamlar masaya konuyor: Birinci sınıf yargıç seviyesine yükselmiş bir hakim 1200 YTL maaş alırken, Hazine veya Maliye'deki bir müfettiş yardımcısının maaşı 2 bin 500 YTL... Batı Avrupa ülkelerinde, hatta KKTC'de bile yüksek yargı başkanlarının maaşları başbakan maaşına endeksli iken, Türkiye'de yüksek yargı başkanlarının maaşı 3 bin 500 YTL...
87 bin dosya Toplantıda yüksek yargı organı başkanlarından biri dahi, "Üst kurul başkanlarının maaşı 8-9 bin YTL, bizimki neden değil" demiyor. Kendilerine iş yüklerine göre daha adil olunması gerektiğinin altı çiziliyor. İş yüküne gelirsek: Vatandaşın kendi arasında açtığı davaları bir yanda tutup, kamunun kendisi ve vatandaşı ile olan davalarının yüküne bakalım... Tamı tamına 87 bin adet... Danıştay Başkanı Ender Çetinkaya dünkü sohbetimizde şöyle diyor: "Sadece bu yıl gelen dosya sayısı 67 bin 984..." Buna karşın, Danıştay'ın görüşüp karara bağladığı dosya sayısı ise 58 bin 929... Bırakın geçmişten gelen birikimi, sadece bu yıl gelenlerden, gelecek yıla sarkacak dosya sayısı 9 bin 55... Peki, dosyaların yükü ağırlıklı olarak hangi davalar üzerine; Başkan Çetinkaya'nın yanıtı şöyle oluyor: "Vergi, disiplin, atama-tayin-terfi..." 2003'te kamu görevlilerine disiplin affı getiren yasaya rağmen, bu konuda iki yılda biriken dava dosyası sayısı ise 10 bin 810... Gelir vergisine ilişkin dosya sayısı ise tam 16 bin... Tatil yapmadan çalışmaları halinde her gün karara bağlamaları gereken dosya sayısı 44...
Psikolojileri bozuldu Danıştay Başkanı Çetinkaya, her zamanki sakin üslubu içinde şu yakınmada bulunuyor: "Bırakın geç saatlere kadar heyet çalışmasını, hafta sonu ailesiyle birlikte olacağına, evinde karar okumak zorunda kalıyor..." Ve önemli bir cümle daha: "Bu iş yükü ve ekonomik durum karşısında arkadaşlarımın psikolojileri, sağlıkları bozuldu..." Çetinkaya, bunun sadece kendileri için geçerli olmadığını, yargının her biriminde aynı durumun olduğunu vurguluyor. Yüksek yargı başkanları olarak daha önce de bir araya geldiklerini ve ele aldıkları konuların ağırlıklı olarak bunlar olduğunun altını çiziyor.
Yargı üzerinden... Çetinkaya, bunun ötesinde ele aldıkları konular üzerinde konuşmak istemiyor. Her ne kadar Başkan bilgi vermese de, toplantıda son günlerde tartışma yaratan Orhan Pamuk, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın davalarının da gündeme geldiğini öğreniyoruz. Yüksek yargı başkanlarının bu konulara ilişkin vardıkları karar ise şöyle özetleniyor: "Yargı karşılıklı atışma platformu haline getirilmemeli. Kimse de yargının üzerinden siyaset yapmamalı..." Özetlersek; üç yıl önce yüksek yargı başkanının sözlerinde vurguladığı gibi, vicdanla cüzdan arasına bir de siyaset cenderesi eklenmemeli...
|