Muhalefetin hesabı...
Bütçe Kanunu'nun geçmesi ve tümü üzerindeki görüşmelerin tarihinde ilk kez bir gün ertelendiği TBMM'de dünkü hava şöyleydi: İktidar, Bütçe Kanunu'nu planlandığı tarihte çıkaramama sıkıntısını yaşıyordu. Muhalefetin, yarık kaşa veya yumuşak karna yumruk çalışan boksör gibi, her maddede eleştiri bombasına tuttuğu Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'a da bu sıkıntı yansımıştı. "Bütçe görüşmeleri sizi zayıflattı" dediğimizde, Unakıtan her zamanki esprili yanıtı yerine, gerçeği kabullenmiş yüz ifadesiyle şöyle dedi: "Biraz öyle oldu, ama dayanıyoruz..." Bütçe Kanunu'nun iki gündür Genel Kurul'dan geçmemesinin tek nedeni, Unakıtan'a sert eleştirilerde bulunmak için her maddede söz alan muhalefet değildi. Galataport ihalesinden, eşine tahsis edilen otomobile kadar gelen sert eleştirilerden bunalan AK Parti milletvekillerinin Genel Kurul salonuna gelmemesinin rolü de büyüktü. Nitekim, AK Parti Grup başkanvekilleri, 357 milletvekilinden 137'sini bulup Genel Kurul salonunda hazır tutmak için çırpınıyordu. Buna karşın, neredeyse her iki maddede bir, 137 milletvekili bulunamadığı için Genel Kurul çalışmasına ara vermek zorunda kalıyordu. Özetle, Unakıtan'a dönük eleştiriler her iki tarafa da damgasını vurmuştu. AK Parti grubunda da bu durum dün kabul gören bir gerçekti. Devlet Bakanı Abdüllatif Şener'le birlikte kuliste oturan bir grup milletvekilinin sohbetindeki şu söz de bunu doğruluyordu: "Unakıtan yerine bir başka bakan orada oturuyor olsa, tasarı çoktan geçmişti..."
Şener'in yaklaşımı Şener ise yorum yapmak yerine, geçmişe ilişkin anımsatmalarda bulunmayı tercih ediyordu. Bütçenin demokrasi ile bağlantılı olduğunu belirtip şöyle diyordu: "Krallar vergi salıp, topladığını da dilediği gibi harcamaya kalkınca, direniş baş göstermiş. Kralın elinden bu yetkiler alınıp, halkın temsilcilerince belirlenmesine karar verilmiş. Temsilcilerce tespit edilip krala gönderilen vergi ve harcama kalemlerinin yazılı olduğu kağıtların içinde bulunduğu çantanın adından (budget) dolayı da yapılana bütçe denilmiş." Şener, ardından "başka bakan olsa çabuk geçerdi" yaklaşımını doğrular şekilde şöyle diyordu: "Demokrasinin gereği bütçe ilk kez bu kadar sert muhalefetle karşılaşıyor." Kanun tasarısının geçmesi halinde bütçenin tümü üzerinde bugün yapılması gereken görüşmelerin nasıl bir havada geçeceği dünden belliydi.
Sezer ve seçim Muhalefet kulisindeki havaya gelince... Orada yapılan hesaplar Maliye Bakanı'na yüklenme planlarının yanı sıra Cumhurbaşkanlığı ve erken seçime odaklıydı. CHP milletvekili Bülent Tanla, bir süredir Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerine çalıştığını belirtip ekledi: "Seçim zamanında yapılacak, Cumhurbaşkanı'nı yeni Meclis seçecek..." Bunun nasıl gerçekleşeceğini de şöyle aktardı: " Cumhurbaşkanlığı seçimi Mayıs 2007'de başlayıp 56 günde tamamlanmalı. Eğer Cumhurbaşkanı 4 turda seçilemezse Meclis kendini fesih edip, seçime gitmek zorunda. Bu parlamentonun bir kişi üzerinde uzlaşıp Cumhurbaşkanı seçeceğine inanmıyorum. Bu durumda Meclis kendini fesih eder, 2007 eylül veya ekiminde de seçim olur. Anayasa gereği yeni Meclis göreve başlayıncaya kadar Sezer görevinin başında kalır. Seçim zamanında yapılır, yeni Cumhurbaşkanı'nı da yeni Meclis seçer..." Meclis'in iktidar ve muhalefet cephesinde durum dün itibarıyla böyleydi...
|