Geleceğe dair...
İ.Cavcav çok büyük bir hata yapmış, F.Bahçe'nin konumunu terör örgütüyle bir tutmuş. Sonra yaptığı hatayı anlamış ve camiadan özür dilemiş. F.Bahçe kulübünün buna mutlaka bir tepki vermesi lazımdı. Bunu da çok sert bir şekilde yaptılar. Ama işi bundan sonra daha da ileri boyutlara taşımanın bir faydası yok. Toplumda, medyadaki gücü ve taraftar sayısı ile F.Bahçe camiası isterse Cavcav'ı linç eder. Ama bu ne kadar anlamlı olur? Dünya kulübü olacağım iddiasındaki F.Bahçe'nin kendinden çok daha küçük bir camianın başkanını yerinden etmek, onu toplum içine çıkamayacak hale getirmek gibi sığ ve şovenist bir hedefi olabilir mi? F.Bahçe yönetiminin futbol sahası dışında yenilik ve hamleleri ile alkış alıyor. Hem de ezeli rakipleri binbir sorun ve iç çekişmeyle uğraşırken bu yapılanlar daha da bir ışıldıyor. Ama tabii bu olumlu gelişmeler içerisinde futbol takımının yarınının bugünden daha iyi olacağı ile ilgili mesajları henüz alamıyoruz. "Ne nasıl olacak da F.Bahçe Avrupa'da önümüzdeki yıl bu yıldan daha başarılı olacak" sorusunun cevabı yok. Yerel başarı mutlaka önemli ama kesinlikle yeterli değil. Camianın gözü Avrupa'da başarıda. Burada çıta da G.Saray'ın elde ettiği başarının seviyesinde. Yani oldukça yüksekte! Nasıl daha iyi olunacağıyla ilgili mesajlarını merak ettiğim Daum bunları anlatmanın yerine "Aziz Yıldırım efsanedir" demiş. Bu laf ancak F.Bahçe'den para kazanmayan biri söylediği zaman anlam taşır. Daum bugün başkanını övmek değil, F.Bahçe camiasına Avrupa'da başarı için plan ve projelerini anlatmak durumunda. Yabancı sayısındaki kısıtlamanın bir dezavantaj olduğu kesin ancak tüm başarı ihtimalini yabancı sayısına endeksleyerek günü geçirmek de mümkün değil. Bilindik bir laftır: "Beni bir kez kandırırsan sana ayıp, ikinci kez sana kanarsam artık bana ayıp..." F.Bahçe Yönetimi Daum'un 2. kez kandırmasına izin vermemeli. Önümüzdeki yıl da alacağı parann yüzde 70'ini Avrupa Kupası başarılarına bağlamalı. O zaman göreceğiz, Daum hakikaten takımına ve kendisine güveniyor mu yoksa gününü mü geçiriyor. Şampiyonlar Ligi başladığı günkü yazımda F.Bahçe'nin yaşayarak öğreneceğini, bunun da önemli bir kazanç olduğunu yazmıştım. 2. devre ile birlikte önümüzdeki yılı planlamaya başlayacak olan F.Bahçe yönetimi ve Daum'un yaşadıklarından ne dersler çıkartmış olduklarını hep birlikte göreceğiz. Camiada da hâlâ Henry'yi veya Pires'i transfer ederek bir yerlere gelmeyi umanlar varsa bunun boş bir hayal olduğunu artık anlasınlar. Avrupa'da başarılı olmanın yolu bireysel performansla değil, kollektif futbol, uygun bir sistem, mutlaka çok güçlü takım savunması, mücadele gücü yüksek ve istikrarlı performans görterebilecek oyuncuların varlığına bağlı. Umarım F.Bahçe bu dersi almış olsun...
|