|
|
|
|
Atıl Kutoğlu Beymen'de
Viyana'dan yola çıkıp adını dünyaya duyuran Türk modacı Atıl Kutoğlu'nun koleksiyonları bundan sonra Türkiye'de de satılacak.
Avrupa jet sosyetesi, siyaset ve sanat dünyasından pek çok ismin gözdesi olan Atıl Kutoğlu, Türk motifleri taşıyan tasarımlarıyla dikkat çekiyor. Kutoğlu'nun kreasyonu artık Nişantaşı Beymen'de Türk modaseverlerle buluşacak.
Moda Türkiye'ye çok yakışıyor
Viyana'dan tüm dünyaya adını duyuran Türk modacı Atıl Kutoğlu'nun koleksiyonları Nişantaşı Beymen'de satılacak.
Modaya olan ilgisini İşletme öğrenimi ile birleştirince dünyaya adını duyurmayı başaran bir Türk modacı Atıl Kutoğlu. Viyana'da yaşayan Kutoğlu, koleksiyonlarında daima Türk sanatından esintiler yansıtıyor. Film ve sanat dünyasından birçok isim onun müşterileri arasında. Prenses Ira von Fürstenberg, Belçikalı pop yıldızı Viktor Lazlo, film yıldızları Emily Lloyd, Sonja Kirchberger, Catherine Zeta-Jones, Barbara Wussow, Avusturya Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik, Elizabeth Jagger bunlardan sadece birkaçı... 11 ülkede koleksiyonları satılan Kutoğlu, şu anda New York-Viyana arasında mekik dokuyor. Fırsat buldukça İstanbul'a gelen başarılı modacıyı kısa süreli İstanbul ziyareti sırasında, "Evim" dediği Swisotel'de yakaladık. Atıl Kutoğlu Cumartesi Sabah'a yeni projelerini anlattı.
- Viyana'da bir Türk modacı olmak nasıl bir duygu? Çok güzel. Özellikle bu aralar oldukça heyecan verici. Çünkü Avrupa Birliği ile ilgili Avusturya'dan değişik reaksiyonlar çıktı. Ve benim hem müşterim hem de ahbabım olan Ursula Plassnik oldukça zor dakikalar yaşattı. O yüzden bir anda Türkiye için Avusturya gündeme geldi. Aynı şekilde beni de Avusturya basını bir Türk olarak televizyon ve radyo programlarına çağırdı.
- Bildiğim kadarıyla İşletme mezunusunuz. Nasıl başladınız moda tasarımına? Alman Lisesi'ni bitirip, Avusturya'da İşletme okudum. Ama İşletme okuduğum yıllarda Türkiye'de defileler yapmaya başlamıştım. Lise yıllarımda Vakko'da staj yapmıştım. Her zaman bir ilgim vardı, okuldan sonra Vakko'da çalışırdım. Daha sonra da Beymen'in tasarım atölyesinde de çalıştım. Çizimim çok kuvvetliydi. Modacı olmakta karar kıldım.
- Peki neden işletme okudunuz? Bu işi kendi markamı yaratarak yapmak istiyordum, bu yüzden de işletme okudum. Her zaman için "marka olacağım" hedefim vardı.
- New York moda haftasında bir kaç sezondur ilgi odağı oldunuz.. Çok heyecan duyduk biz de. Çünkü New York dünyanın başkenti. Her şeyin seviyesi çok yüksek olan bir şehir. Herkes çok profesyonel. Dört 4 yıldır New York moda haftasında sergiliyorum koleksiyonlarımı. Hakikaten son bir iki senedir olan ilgi oldukça yoğun.
- Böyle bir ilgi bekliyor muydunuz? Ben bir sanatçıyım. Koleksiyonla meşgul oluyorum, çalışmalarımı sürdürüyorum. En başta New York moda otoriteleri olmak üzere, bütün dünyadan gelenler var. Ve yaptığınız iş bütün dünyaya yayılıyor. Beni sevdiler New York'ta. Hem kültür esintilerinin olması, Türk rüzgarı estirmesi, daha net ve yalın çizgilere dökmem beğenildi sanırım. Bu arada Amerikan pazarında çalışmakla bunları daha giyilebilir, konforlu hale dönüştürmem beğeni topladı.
- Çizginizi nasıl tanımlarsınız? Her zaman koleksiyonlarında bir Türk motifi kullandınız.. Benim tarzım Türkiye'den Türk kültüründen parıltılar, esintiler taşıyan ama aynı zamanda çok modern ve kozmopolit, dünyanın her yerinde yaşayan kadının giyebileceği ve hem gündüz hem akşam taşıyabileceği şık kıyafetler. Ama kitch değil, daha sade bir şıklık taşıyor. Osmanlı desenleri ya da formları ile sıcaklığı olan bir çizgi.
- Koleksiyonlarınızı oluştururken nelerden ilham alıyorsunuz? Filmler ya da gezdiğim bir sergi olabiliyor15 yıldan beri yurtdışında yaşıyorum. Gerçi son yıllarda Türkiye ile irtibatım daha sıklaştı. Türkiye'ye hayranlığım arttı aslında. Burada yaşarken farketmediğimiz güzelliklere, önünden geçtiğim camilerin ya da tarihi yapıların farkına varmazdım. Yurtdışında olunca insan kendi değerlerini daha farklı görmeye başlıyor. Aynı zamanda doğa da yine bir esin kaynağı.
- Bundan sonrası için ne gibi projeleriniz var? Hayalim uluslarası bir modacı olmaktı ve onu bir yerlere kadar getirdim. Bundan sonra da New York'ta devam etmek istiyorum. Çok ilgi görüyor koleksiyon ve New York'ta bir mağaza açmak için çalışıyoruz. Başka ürünler üzerine de çalışıyorum.
- Başka ürünler derken? Ev tekstili, erkek koleksiyonu üzerinde çalışıyoruz. Kozmetik ile ilgili görüşmelerimiz var. Bunlar bir iki sene içinde gerçekleşecek projeler. Modanın devleri ile rekabet eder durumdayız.
- Türkiye'de tasarımlarınızı görmeyecek miyiz? Bunu da ilk kez buradan duyurmak isterim. Artık İlkbahar-yaz koleksiyonu ile Beymen'de satılmaya başlayacak koleksiyonumuz. Yeni sezon ile Türk moda severlere ürünlerimizi ulaştırmış olacağız.
- "İstanbul moda başkenti olabilir mi?" tartışmaları yapılıyor. Siz ne söylersiniz? Bence bu çok yakındır. Gerçekten İstanbul geleceğin önemli bir metropolü. Akın akın insanları çekmeye başladı. Konferanslar, yabancı organizasyonlar yapılıyor artık. Ve Türkler çok hevesli, dinamik, modern...
- Tasarımlarınızı giymesini istediğiniz birileri var mı? Ürdün Kraliçesi Rania ve Charlize Theron.
- Türk kadınının giyimini nasıl buluyorsunuz? Stil olarak hem modern, hem en son trendlere hakim, hem Avrupai ama aynı zamanda da Türkler. Göz makyajından, takısından, renkleri cesurca giymesinden, anlıyorsunuz Türk olduğunu... Ama gene de aşırıya kaçmamalarını tavsiye ederim.
Esra ÇORUH
|
|
|
|
|
|
|
|
|