|
|
|
|
Dönmeyi unutan göçmenlerin öyküleri
40 yıl önce Almanya'ya gittiklerinde ne o ülkenin insanlarını ne de dilini biliyorlardı. Her biri kendi alanında yaşam mücadelesi veren 11 Türk göçmenin öyküsü "Geldiler ve Kaldılar" adlı kitapta toplandı.
Öğretmen Hadiye Akın, kuaför Behçet Algan, inşaat işçisi Kazım Arslan, iş adamı Erdem Dilşen, bulaşıkçı Bedriye Furtina, sanatçı Demir Gökgöl... Her biri bundan yaklaşık 30-40 yıl önce Almanya'ya yerleşen ilk Türkler'den. Farklı sosyo kültürel katmanlardan gelseler de ortak özellikleri, hayatlarının büyük bölümünü Almanya'da geçirmiş olmaları. Büyük ihtimalle de hayatlarının sonuna kadar orada kalacaklar. Onlar aslında Almanya'daki Türk imajının farklı birer görüntüsü. Hayat hikayelerini ise "Geldiler ve Kaldılar" adlı kitapta anlattılar. Michael Richter tarafından kaleme alınan bu kitap 2003'te Almanya'da 7 bin satarak, bu alanda görülmemiş bir başarıya ulaştı. Şimdi ise İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları sayesinde Türkçe'ye çevrilerek raflarda yerini aldı. "Geldiler ve Kaldılar", Almanya'da Türkiye üzerine çalışmalarıyla tanınan Körber Vakfı'nın bir yayını. Kitapta 11 farklı yaşam öyküsü bulunuyor. Bu öyküler, Almanya'ya giden ilk kuşak Türklerin Alman toplumuna nasıl ayak uydurduğunu anlatıyor. Kitabın en önemli özelliği ise şimdiye kadar bu alanda akademik olarak binlerce araştırma yapılmış olsa da, Türklerin kendi ağızlarından, kendilerini anlattığı ilk çalışma olması. Ayrıca Almanya'ya ilk giden işçilerin tümünün köy kökenli olmadığını; bir o kadar eğitimli göçmenlerin de yerleştiğini gözler önüne seriyor. Her ne kadar pek çok Alman'ın hala ilk aklına gelen "köylü Türk göçmeni" prototipi olsa da...
FATİH AKIN'IN ANNESİ Hadiye Akın, Almanya'ya yerleşen ilk kuşak aydın Türkler'den. Aynı zamanda "Duvara Karşı" filmiyle adını duyuran yönetmen Fatih Akın'ın annesi. Bursa'da genç bir öğretmenken eşiyle tanışıp 1969'da Almanya'ya yerleşmiş. Almanya'ya yerleştikten 8 yıl sonra Alman okullarında Türkçe dersleri vermeye başladığını anlatıyor: "1978'de Türkiye'den Almanya'ya büyük göç yaşandı. Bu arada Almanca bilmeyen çocuklar için Türk öğretmenlerine ihtiyaç oldu. Tam 26 yıl çalıştım. Bazı sağlık sorunlarım nedeniyle malulen emekliye ayrılmak zorunda kaldım. Aslında verdiğim mücadelelerden sonra bu kadar dayanmam bile büyük bir şans!" Hadiye Akın'ın Almanya'ya yerleşmesiyle yaşadığı en büyük sorun yabancı dil konusunda olmuş. İlk zamanlarda kendini sağır ve dilsiz gibi hissettiğini söyleyen Akın, yine de kendini Almanlar'dan soyutlamayı tercih etmemiş. "Çocuklarımı da hep bu iletişim ortamına ittim. Doğdukları günden itibaren çocuk parklarına götürdüm. Almanlar soğuk bir millettir. Ama siz girişken olmak zorundasınız. Biz çocuklarımla evimizde Türk, dışarıda Alman gibi yaşadık." Hadiye Akın'a göre oğlu Fatih Akın'ın bu kadar ilgi uyandıran filmler çekmesinde bunun büyük etkisi var. Fatih Akın'ın tüm filmlerinde Türk kültürüne yer vermesi annesini de oldukça gururlandırıyormuş: "Benim doktor, akademisyen olan pek çok başarılı öğrencim var. Fatih'i de onlardan biri olarak görüyorum." Kitapta öyküsü bulunan bir diğer isim ise Duvara Karşı filminde "tutucu dede" karakterinde izlediğimiz Demir Gökgöl. Tamamen macera için 1959'da Almanya'ya giden Gökgöl, daha sonra Türkiye'ye dönerek evlenmiş. Ancak aynı zamanda İşçi Partisi'ne hazırladığı tiyatro nedeniyle tehdit telefonları almasıyla Hamburg'a abisinin yanına taşınmış. "İki-üç aylığına gittim ama 40 yıl oldu. Sanırım burada öleceğim" diyor. Bir uçak fabrikasından emekli olan sanatçı, 40 yıl boyunca filmlerde ve tiyatrolarda ufak roller almış. Fatih Akın'la tesadüfen bir tiyatroda tanışmasıyla da Duvara Karşı filminde yer almış. Bu geçen zamanda yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Eskiden Türkler kameranın önündeydi, şimdi kameranın arkasına geçmeye başladı. Fatih Akın, Yüksel Yavuz bunlardan bazıları. Onlar sadece kendi problemlerini değil, Almanların problemlerini de anlatıyorlar."
4 MİLYON TÜRK YAŞIYOR Hamburg'da yazarlık ve sinemacılık yapan Michael Richter, "Geldiler ve Kaldılar" kitabını ilk nesil göçmenlere duyduğu saygının bir ifadesi olarak tanımlıyor. "Klasik anlamda 'Türk işçi' önyargısı biraz ortadan kalktı. Bir toplum hiç tanımadığı insanların kim olduğunu, nasıl yaşadığını merak etmeye başladı." Hem kitabın yazarına, hem de kitapta geçen öykülerin sahiplerine göre Almanya'da yaşayan 4 milyon civarındaki "bu yabancılar"ın artık geri dönmeyeceği ortada. Fatih Akın'ın bir belgeselinde ifade ettiği gibi onlar "geri dönmeyi unutan göçmenler". Ve öyküleri her iki taraf için de oldukça tanıdık...
Ece KOÇAL
|
|
|
|
|
|
|
|
|