|
|
IMF ne dedi?
IMF İcra Direktörleri Kurulu cuma günü Türkiye'yi konuştu. 1.6 milyar doları serbest bıraktı. IMF Başkan Yardımcısı toplantının içeriğine ilişkin açıklamalarda bulundu. Bunların içinde ilginç olanları kısaca özetlemek istedim. 1. Türkiye, tutturacağına söz verdiği bazı performans kriterlerini yerine getirememiş. Eylül sonu Merkez Bankası'nın parasal tabanı ve konsolide bütçenin faiz dışı fazlası limitleri aşılmış. Bankacılık ve sosyal güvenlik yasaları Haziran sonuna kadar yasalaştırılamamış. IMF'nin, performans kriterlerini tutturamamanız durumunda iki yolu vardır. Ya "affettim" der, ya da "kriteri gerçekleştiremedin" deyip karşına dikilir. İşler iyi giderse, politik ve ekonomik sorun yoksa veya dedikleri yapılırsa, sorun çıkarmaz. Bu kez de böyle olmuş. ABD ile tekrar "normal ilişkilere" girilmesinin etkisini hissediyorsunuz.
Cari açık risk 2. Cari işlemler açığının risk oluşturduğu, ilk kez bu kadar açık bir şekilde dile getiriliyor. Türk yetkililerin "cari açık sorun yaratmaz" şeklindeki beyanlarına karşı IMF, giderek genişleyen cari açığın ileriki dönemlerde en temel sorun olarak ortaya çıkabileceğinin altı çiziliyor. 3. Yapısal reformlardan sosyal güvenlikle ilgili olanının hayati öneme sahip bulunduğunu tekrar hatırlatılıyor. 4. IMF, Merkez Bankası'nın faiz politikalarını desteklediğini söylerken, döviz kuru rejimi uygulamasında küçük de olsa bir değişikliğe gittiğini satır aralarında kamu oyunun bilgisine sunuyor. Döviz rezervlerini arttırma politikasının "iyi" bir politika olduğunu nihayet keşfeden IMF, uygulanacak kur politikasını "dalgalı" (floating) yerine, esnek (flexible) şeklinde adlandırıyor. IMF'nin kelime seçiminde ne kadar hassas olduğunu bilirseniz, kullandığı kelimenin anlamını ona göre yorumlarsınız.
Kur rejimi eskisi gibi değil Bundan böyle, Merkez Bankası'nın, rezerv biriktirme amaçlı müdahaleleri giderek artacak. YTL, 2005 deki kadar değer kazanamayacak. Bunun anlamı, Türkiye'nin "tam dalgalı" döviz kuru rejiminden, biraz geç kalsa da, "yarı yönlendirilmiş dalgalı" rejimine geçtiğinin açıkça ortaya konulması. 5. Türkiye'nin performansı "iyi" derken, yüksek kamu borcuna ve buna dayalı kırılganlığa bir kez daha dikkatimizi çekiyor. 6. IMF, önümüzdeki bir yıllık dönem için 8'i sayısal, 3'ü gösterge niteliğinde ve 19'u da yapısal olmak üzere 30 ödev veriyor. 7. Bu açıklamalardan sonra, enflasyon hedeflemesi için hem iç hem de dış olmak üzere 4 bant koymak fikrinin kaynağının IMF olduğunu anlıyorsunuz. IMF, yanılmıyorsam, bir ülke ile yaptığı stand-by anlaşmalarında ilk kez enflasyon hedefini performans kriteri haline dönüştürüyor. Kanımca, bunun iki nedeni var. Birincisi, yeni bir modeli Türkiye üzerinden deniyor. Başarılı olursa, ileride diğer ülkelere de uygulayacak. 2000 yılındaki döviz bandı gibi başarısız olursa bir kenara koyacak. İkincisi, bize benzer ülkelerde enflasyon hedeflemesi uygulamasına sempati ile bakmadığı için, sistemi hükümet üzerine odaklaştırarak uygulamak istiyor. Merkez Bankası başkanının değişim olasılığı ve enflasyon hedeflemesinin sadece Merkez Bankası üzerine yıkılıp, siyasilerin sorumluluktan kaçmaması için hükümetin elini taşın altına sokmak istiyor. Bizi, IMF politikalarını uygulamada zor bir dönem bekliyor.
|