|
|
İki Niğdeli, bir soru
"Bir Niğdeli, Şırnaklı çocuklar daha iyi eğitim görebilsin diye okullarınıza bilgisayarlar alıp gönderiyor. Siz ise Şırnak'tan Niğde'ye şehit cenazesi gönderiyorsunuz. Bu mu adalet!" Bu sözler, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e ait. Çelik bu sözleri cumartesi günü Şırnak'ta Ciner Grubu'nun yaptırdığı 14 derslikli Gazipaşa İlköğretim Okulu'nun açılışı sırasında yaptı. Çelik'in sözünü ettiği birinci Niğdeli Doğuş Grubu'nun genç ve başarılı patronu Ferit Şahenk. Doğuş Grubu bilgisayarlı eğitim kampanyası çerçevesinde Şırnak'a 2200 bilgisayar gönderiyor. İkinci Niğdeli ise, davulzurnayla askere gönderilen ama bedeni bir tabut içinde memleketine geri getirilen Piyade Asteğmen Ömer Fidan. Fidan sadece 23 yaşındaydı. Üniversiteden yeni mezun olmuş, hayata ait düşleri olan bir gençti. İki Niğdeli... Birbirlerini hiç tanımadılar ama yaşamları uzaktan da olsa Şırnak'ta kesişti. Biri Şırnak'ın çocukları hayata daha iyi hazırlanabilsin, İstanbul, İzmir'deki çocuklarla eşit şansa sahip olsun diye Şırnak'a 2200 bilgisayar gönderiyor, diğeri ise Şırnak'ta vatan hizmetini yapıyordu. Askerliğini tamamlayıp bir işe girmeyi, evlenmeyi düşlüyordu. Üç askeriyle birlikte şehit düştü. Türkiye'nin bugün bir kimlik sorunu, vatandaşlık tanımı sorunu, çok kültürlülük sorunu var. Başta Başbakan olmak üzere toplumun önemli bir kesimi bu sorunları tartışma, demokratik yöntemlerle aşma çabasında. Ancak Batı'dan Doğu'ya bilgisayar, Doğu'dan Batı'ya şehit cenazeleri gelmeye devam ettiği sürece bu sorunları demokratik bir platformda tartışmak olanaksız hale geliyor. Türkiye'de nüfusun bir bölümünü, terör örgütünün liderinin ağzına bakanlar temsil etme iddiasında olduğu, farklı seste olanları öldürerek, tehdit ederek susturduğu sürece de tartışmak kolay olmayacak. Çünkü biz biliyoruz ki, onların derdi esas olarak kimlik değil, vatandaşlık tanımı değil, kültürel haklar da değil. Onların derdi İmralı'daki adama siyasi bir kimlik vermek. Bunun dışında gözleri bir şey görmüyor. Şehit cenazeleri bile onları utandırmıyor. Elinde tabanca olan adamla konuşulmayacağını, şiddetin şiddet doğuracağını göremiyorlar. Binlerce yıldır bir arada yaşayan insanların arasına bir daha hiç kapanmayacak kin tohumları ekmeye çalışıyorlar. Sadece Kürtler'in demokratik açılımının önünü kesmiyorlar, Türkiye'nin demokratikleşme yoluna da dinamitler yerleştiriyorlar. Biat ettikleri adamın ve örgütünün ağır bir yenilgi almış olduğunu, yakalandığı andan itibaren onurlu bir tavır gösteremediğini, Stalinist, gaddar bir örgüte liderlik yaptığını anlamıyorlar, anlamak istemiyorlar. Onlar kendi siyasi gündemlerini izlerken Niğde'den Şırnak'a bilgisayarlar gidiyor. Bu çocuklar ellerine silah almasın diye... Şırnak'tan da Niğde'ye şehit cenazesi gidiyor. Bu tablo da sokaktaki adamın vicdanını yaralıyor, yüreklerde kapanması gittikçe güçleşen yaralar açıyor.
|