| |
|
|
Dünya çapında bir Türk Hastanesi..
Körfez Savaşı binlerce insan öldürdü, 1990 ve de 91'de.. Ama bugün yüz binleri, milyonları kurtarıyor.. Umutsuza umut, amansıza aman oluyor.. Savaşların böyle büyük yararlarının da olması, ne büyük bir çelişki.. Bir odadayız.. Sedye gibi bir yatak dışında pek eşya yok.. Bir de kocaman robot.. Hani otomobil fabrikalarında görürsünüz.. Önünden geçen motora bir şey ekleyen kol.. Ama devasa bir kol ve her yöne hareketli.. Ucunda lazer.. Işın fışkırtan başlık.. Hasta sedyeye yatıyor.. Sonra bu alet, onun vücudundaki tümörün hücrelerini yok edecek ışını vermeye başlıyor.. Işının kanserli, sağlam hücre ayıracak durumu yok. O gönderilen adresteki hücreyi yok ediyor. Sağlama zarar vermeden, kanserliyi yok etmek.. İşte hüner bu.. Bunu da bu alet sağlıyor. Tomografi, MR, röntgen, her türlü tanı aracı bilgisayarda üst üste getirilerek tümörün tam yeri ve şekli belirleniyor.. Adres bu.. Bu adres işte o robot kola veriliyor.. Adı Cyberknife robotun.. Knife bıçak demek, bildiğimiz.. Cyber ise, Eflatun'dan beri bilinen, ama son yıllarda asıl bilimin kullanım alanına giren Sibernetik'ten geliyor.. Çok kolay anlatmak için "Beyni olan makine" diyebiliriz.. Bu alet öyle dizayn edilmiş ki, tümörü 1200 noktadan, yani 1200 değişik açıdan ışınlayabiliyor. 120-150 noktadan atış yeterli.. Hassasiyet derecesini düşünebiliyor musunuz?. Şimdi bu robot, yani beyni olan bıçak nasıl çalışıyor?.. İşin can alıcı noktası tam burda.. Tümör futbol topu gibi değil ki.. Eğri büğrü.. Sağlam hücrelerin arasına dalmış, bir.. İkincisi.. Aletin önünde yatan vücut diri.. Hareket ediyor. Fiziksel, iradi hareketi önleseniz, vücudun irade dışı kendi hareketleri var. Nefes alıyorsunuz mesela.. Göğüs kafesi inip kalkıyor.. Tümör de beraber inip kalkıyor.. Eee. Işın sabit. İnince tümörde, kalkınca sağlam hücrede.. Olur mu?. Olmuyor.. Bu beyni olan makinede olmuyor.. Makine bilgisayarla kendine yüklenmiş tümöre kitlenmiş. Tümör nereye, ışın oraya.. Tümörle beraber o her yöne giden robot kol da hareket ediyor, ince ince.. Tümör yarım milim kaysa, bıçak da yarım milim izliyor onu. Kurtuluşu yok.. Dedik ya, kitlenmiş tümöre.. Bu "Kitlenme" lafı size bir şeyler hatırlatmıyor mu? Hani Körfez Savaşı sırasında müttefik uçakları Irak'a bombalar yağdırırken, Saddam kendisini Rus yapısı füzelerle korumaya çalışıyordu. Bu Rus füzelerinin özelliği, hedefe kitlenmesiydi. Uçak nereye giderse gitsin, füze peşinden gidiyor ve uçağı vuruyordu.. İşte Cyberknife tamamen bu Rus füzelerinin tekniğinden yararlanılarak yapılmış bir Kanser silahı.. Tümöre kitleniyor ve onu, sadece onu öldürüyor.. İnsan öldüren teknik, can kurtarana dönüşmüş, aynen.. Kanserle savaşın bu en son, en yeni silahından dünyada 70 tane var, henüz.. 50'si Amerika'da.. Avrupa'da dört tane var.. Bir tanesi Türkiye'de.. Biliyor muydunuz?.. Ben bilmiyordum.. Kimseler bilmiyordu.. Nasıl bilsinler ki.. Bu ülkenin en saygın, en ciddi habercileri, İbo-Asena, Seda Sayan-Nihat Doğan canlı söyleşileri ile bülten doldurup reytinge en kolay ulaşmanın savaşını yaparken, Türkiye'deki her, abartmıyorum her evin halkını bu kadar yakından ilgilendiren gelişmelerden kendileri haberdar olmuyorlar ki, size haber versinler.. Perşembe günü öğleden sonra, Türkiye'nin yüz akı, Türkiye'nin gururu, Türkiye'nin geleceği bir muhteşem hastane gezdim.. Tuzla'da.. Anadolu Sağlık Merkezi adı.. Salı günü size anlatmaya başlayacağım..
|