kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    20. YILA ÖZEL
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

16 Aralık telaşı

AB liderler zirvesinin toplanacağı güne denk gelen -ya da genişleme komiseri Olli Rehn'e göre denk getirilen- Orhan Pamuk'un 16 Aralık'taki duruşması yaklaştıkça, Ankara'nın sıkıntısı da artıyor. İyi oluyor! Böylece sorunun uygulamadan değil, yasadan kaynaklandığı daha net görülebiliyor.

Türk Ceza Kanunu'nun ünü artık tüm dünyaya yayılmış "Türklüğü, cumhuriyeti, devletin kurum ve organlarını aşağılama" suçuyla ilgili 301'inci maddesini onarma arayışları başladı.
İstanbul Milletvekili Zülfü Livaneli maddenin 1'inci ve 3'üncü fıkralarının değiştirilmesine ilişkin yasa önerisini Meclis Başkanlığı'na verdi. Adalet Bakanlığı'nın da Livaneli'nin girişimini desteklediği, ayrıca kendi bünyesinde bir çalışma yürüttüğü anlaşılıyor.
Oysa AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn'in "Bu madde bizim kırmızı çizgimiz" uyarılarına rağmen, birkaç gün öncesine kadar başkentte tam tersi rüzgarlar esiyordu.
Örneğin başmüzakereci Ali Babacan, uygulama sonuçlarını görmeden yasal değişikliğe gidilmesine karşı olduğunu söyledi.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, "Yeni TCK'yla görülen davaların henüz hiçbirinin Yargıtay önüne gelmediğini, dolayısıyla ortada içtihat bulunmadığını" savundu, "Bir süre sabredilmesini" tavsiye etti.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül başkanlığında toplanan Reform İzleme Grubu daha da ileri gitti; artık "Orhan Pamuk maddesi" diye anılan 301'inci maddeyle ilgili sorunların "münferit" olduğunu, "Sıkıntıların yasa metninden değil uygulamadan doğduğunu" açıkladı ve ekledi: "Önce içtihat oluşmalı. Kötüye gidiş olursa buna nasıl müdahale edileceğine karar veririz."
Bizce tehlikeli bir yaklaşım bu. Çünkü uygulamada doğan ya da doğabilecek "sorunlar"ı önlemek için yargıya etki, hatta müdahale yorumlarına neden olabilecek uyarıların, demeçlerin ardı arkası kesilmeyecek.
Tıpkı Gül'ün 16 Aralık'ta görülecek Pamuk davasıyla ilgili açıklamaları gibi: "Pamuk'un hapse girmeyeceğinden eminim" diye başladı, sonra "Pamuk'un mahkum olmayacağından eminim"e atladı, daha sonra da "Pamuk davasının düşeceğinden eminim"e... "Nereden biliyorsunuz? Niyet okuyucusu musunuz?" diye sorulsa, daha önemlisi "Bu yargıyı etkileme girişimi değil mi" sorusu yöneltilse, verecek cevabı var mı?

En iyi tümüyle iptal etmek

Livaneli'nin bakan destekli önerisini, hem bu tür sakıncaları ortadan kaldırabilecek, hem de soyut ama herkesi yakabilecek suç kavramını bir ölçüde somutlaştırabilecek girişim olarak görüyoruz.
Öneride, maddedeki "Türklüğü aşağılama" ifadesinin "Türk ulusunu aşağılama" olarak değiştirilmesi isteniyor. Çünkü, maddenin gerekçesinde "Türklük" kavramı, "Dünyanın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar, Türkler'e has kültürün ortaya çıkardığı ortak varlık" diye anlatılıyor. Bu da "ırkçı" bir yaklaşımı yansıtıyor. Üstelik ırk ayrımcılığı ile suçlanma tehlikesi de yaratıyor. Dahası Anayasa'deki "Türklük" tanımıyla ters düşüyor.
Madde değiştirilip "Türk Ulusu" benimsenirse, anayasal kavrama dönülmüş olacak: "Türk Devleti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür."
Sızan haberler doğruysa, Adalet Bakanlığı maddedeki "Aşağılama" kavramını da "hakaret etme" diye değiştirmek istiyor. Böylece eleştiri ile aşağılama arasındaki sınırların daha iyi çizilebileceğini düşünüyor.
İyi ama, yasada hakaret suçunu düzenleyen maddeler zaten var. Böyle kelime cambazlıklarıyla uğraşılacağına, 301'inci maddeyi tümüyle yasadan çıkarmak daha doğru olmaz mı? Hukukçuların çoğu en baştan beri bu görüşü savunuyorlar. Basın meslek kuruluşları da. AB de.
O kadarına cesaret edilemezse, hiç değilse bir adım daha atıp, maddede anlatılan suçu işleyenlere hapis yerine para cezası verecek değişiklik de yapılmalı. Mutlaka yapılmalı.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kışlada şiddet   / 02-12-2005
 Ankara'da bir konuk   / 01-12-2005
 Yumağın doğru ucu   / 30-11-2005
 40 gün 40 gece   / 29-11-2005
 Demokrasi ve ekonomi   / 28-11-2005
 Fırtına yaklaşırken   / 27-11-2005
 İşte geldiğimiz noktanın resmi   / 26-11-2005
 Askeri konuşturmak   / 25-11-2005
 Bir dünya olayı   / 24-11-2005
 Kasımın üç günü   / 23-11-2005
YILMAZ ÖZDİL
CIA falan...
"Benim yetki alanım değil... Biz bilemeyiz...
ALİ KIRCA
Sizin için mazi olan...
Önceki gün bu köşede; istisnasız...
FATİH ALTAYLI
İçki yasağı
Sabah'ın yazı işlerinde dün "içki...
ERDAL ŞAFAK
16 Aralık telaşı
AB liderler zirvesinin toplanacağı güne...
MEHMET ALTAN
Ordu değişiyor mu?
Doğrusu, dün bizim gazetenin birinci...
Fransa'da utanç davası
Olay davada 17 kişi, kendi çocukları dahil küçüklere tecavüzle...
Yüz nakli yapılan kadın yemek yemeye başladı
Dünyada ilk kez yapılan kısmi yüz nakli hastası kendine geldi. Yüzü...
Önce horon sonra lorke
Önce horon sonra lorke
Ligde üst üste 13. galibiyetini almak için Trabzon karşısına çıkan...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu