Sizin için mazi olan...
Önceki gün bu köşede; istisnasız herkese gözyaşı döktüren ve şimdiden Türk sinemasının baş yapıtları arasına giren "Babam ve Oğlum" filminden söz ederken, hikayenin geçtiği dönemle ilgili bir yanılsamaya dikkati çekmiştik. Filmin "kahraman"ının çektiği acıların; 12 Mart ve sonrasında yaşandığını; 12 Eylül'ünse hayatında bir başka dramatik dönemece işaret ettiğine değinmiştik. Yani babayla oğulu birbirine düşüren temel çatışma, 12 Mart'taki olaylar nedeniyle yaşanmıştı; 12 Eylül değil... Bu nedenle film, bize göre film; bir "12 Mart" filmiydi; herkesin sandığı gibi "12 Eylül hikayesi" değil... Bu ayrım kimilerine göre önemli gibi görülebilir. Oysa değildir. Yaşı ellilere dayananlar ya da kırklarını aşanlar için, iki dönemi böyle simgesel "sayılar"la konuşmanın bir anlamı olabilir. Çünkü, yakın tarihin "12"leri bu yaşlarda olanlar için "mazi"dir. Yaşanmış "bir şey"lerdir. Oysa, bugünlerde sinema salonlarını dolduran "yirmili yaş" gençliğinin çoğunluğu için "tarih"tir iki dönem de... Kitaplarda yazılan "bir şey"lerdir. Onlar daha dünyaya gelmeden önce "yaşanmış ve bitmiş" bir şeyler! Gazetelerin köşelerinde yazanların yaş ortalamasına dair bir istatistik var mıdır, bilmiyorum... Ama, her iki tarihsel dönemin de; "yazar çoğunluğu" için "mazi" olduğunu tahmin etmek zor değil... Oysa... Yirmili yaşlarını yaşayan bir genç için "12 Mart" muhtırasıyla gelen darbenin, "İttihat ve Terakki"nin "Babıali baskını"ndan pek bir farkı yoktur... İkisi de tarih kitaplarının konusudur çünkü... (Bu ifade bana değil, genç bir arkadaşımıza aittir; onu da belirtelim!) Pek çok gencin Türkiye'de "başkaldırının simgesi" olarak tanıdıkları Deniz Gezmiş'i "12 Eylül'le bağlantılı" sandıklarına tanık olduğumuzu da söyleyelim ve geçelim... Bu neden önemli? Bizi okuyan herkesin bizim yaşadıklarımızı bizim kadar bildiği var sayılmamalı... Yazarken, zamanın basamakları arasında biraz soluklanmalı... Yoksa "nefessiz" kalmak ve "soluksuz" bırakmak işten değil! Unutmayalım ki, bizi "herkes" okuyor ve çoğumuz soluğu kesilmiş "tarihi eser" sayılmak için daha çok genciz!..
|