|
 |
 |
 |
Karate öğrendi korkular bitti
Televizyon dizileriyle yıldızı parlayan oyuncu ve şarkıcı Demet Tuncer Amerika'da öğrendiği karate sporuyla kendine güveninin arttığını ve artık hiçbir şeyden korkmadığını söylüyor
Demet Tuncer'i "Çocuklar Duymasın" dizisindeki "Mary" karakteriyle tanıdık. Dizide uzun süre kızıl saçlı bir Amerikalı'yı canlandıran Tuncer, şimdilerde daha çok tiyatro ve müzikallere ağırlık veriyor. Devlet Tiyatroları'nda sahnelenen "Batı Yakasının Hikayesi" isimli müzikalde fettan bir Latin güzelini canlandıran oyuncu, Sadri Alışık Tiyatrosu'nda da haftanın dört günü "Kaç Baba Kaç" isimli oyunda rol alıyor. Kendi tabiriyle "Konser tadında bir müzikal" e de çalışan Tuncer, çok yakında ilginç projelerle karşımıza çıkacak. Bir dönem İstanbul Gelişim Orkestrası'nda solistlik de yapan Tuncer'e "dört dörtlük bir oyuncu" dersek hiç de yanlış bir şey söylemiş olmayız. Çünkü oyunculuğun gerektirdiği ne varsa o yönde kendini geliştirmiş ve bunları da profesyonel hayatında kullanmayı bilmiş. Amerika'da oyunculuk ve müzik eğitimi alan Tuncer, bunun yanı sıra kendisine profesyonel oyunculuk hayatında yardım edeceğini düşündüğü ne kadar kurs varsa katılmış. İlkyardım ve karate kursları da buna dahil. Güzel oyuncunun en büyük hayalinden biri ise bir ajanı ve çift karakterli bir kadını canlandırmak. Amerika'da eğitim gördüğü yıllarda ekstra kredi alabilmek için bir sosyal hizmet alanında çalışmak zorunda kalmış. O da bir polis departmanında çalışmayı tercih etmiş. Burada gözlemlediği birtakım olaylar onun savunma sporlarına ilgi duymasına yol açmış. Okulda tecavüze uğrayan ve bu yüzden karate dersi alan bir hocası, onu bu Uzakdoğu sporuyla tanıştırmış.
MAVİ KUŞAK TAKMIŞ
Tuncer "Kendimi savunmak için kullanabileceğimi düşünüyordum tabii ama daha çok  karatenin tekniğini ve felsefesini merak ediyordum. Okulda da dersi açılınca hemen başladım. Karatenin fiziksel anlamda vücudumu nasıl etkileyeceğini, sonrasında neler yaşayacağımı da merak ediyordum" diyor. Sanatçı 3 yıl boyunca hiç aksatmadan bu kursa devam etmiş. Beyaz kuşak ile başlayan karate kursunda sırasıyla turuncu, yeşil ve mavi kuşakları da almış. "Kendimi müzikal tiyatroya odakladığım için zamansızlıktan siyah kuşağı alamadan bıraktım karateyi... Çünkü dans derslerine başladım" diyor. Özellikle esneme hareketlerini evde mutlaka belli bir düzende yaptığını belirten oyuncu, gerektiği durumlarda da kendisini savunabildiğini anlatıyor: "Annem ile Levent Çarşısı'nda yürüyorduk. Bize doğru koşan bir adam gördük. Arkasından 'yakalayın' diye bağırıyorlardı. Tam önümüzden geçerken ani bir hareketle adama çelme takıp yere düşürdüm. Hırsızı sayemde yakalamış oldular. Orada adam düşmeseydi bana zarar vermek için mutlaka bir şeyler yapacaktı. Ama ben o dakikada her şeyi göze almış ve bir sonraki adımı da planlamıştım. Bir kez de trafikte yanında bulunduğum iki erkek arkadaşım beş kişiyle kavgaya tutuştu. İtişmeler yaşandı. Ben de tabii eğitimli olduğum için hemen araya girdim. Olayı yatıştırmaya çalıştım." Tuncer gerekirse birilerini dövmenin hiç de zor olmadığını, asıl önemli olanın kavgaya sebebiyet vermemek ve olayı yatıştırmayı bilmek olduğunu belirtiyor. Karatenin kişiyi olgunlaştırdığını, kendine olan güvenini artırdığını ve reflekslerini güçlendirdiğini de ekliyor: "Olgunlaşıyorsunuz çünkü kendinizi rahat kontrol ediyorsunuz. Kendinize olan güveniniz korkuyu yok ediyor. Bu karşınızdakine direk yansıyor.  Kadın olunca bu hissi çok daha iyi yaşıyorsunuz, çünkü bazı hareketleri genelde kadınlardan beklemiyorlar." Karateyi özellikle genç bayanlara öneren Tuncer, günümüzde metropollerde yaşayanların mutlaka bir savunma sporu ile ilgilenmesini tavsiye ediyor: "Kişinin kendi anatomisini tanıması ve bunu nasıl kullanacağını bilmesi çok önemli. Basit bir hareketle karşınızdaki dev cüsseli bir kişiyi bile yere yıkabilirsiniz. Amaç güç gösterisi değil tabii ki! Zaten burada sahip olduğunuz güç ile değil öğrendiğiniz teknik sayesinde karşınızdaki tehlikeyi bertaraf etmeyi başarıyorsunuz. Kendinize olan güveniniz de pekiştiği için etrafınıza çok farklı bakıyor ve tehdit oluşturabilecek şeyleri daha kolay görüyorsunuz."
VÜCUT SAĞLAMLAŞIYOR
Karate öncesinde ve sonrasında yapılan gerilme hareketleri kasları güçlendiriyor ve açıyor. Uzun kasları çalıştıran bu hareketler sayesinde vücut sağlamlaşıyor ve daha dengeli bir hale geliyor. Demet Tuncer, karatenin bacak ve karın kaslarını çalıştırdığını, kalçayı sıkılıştırdığını, ayrıca tüm kas gruplarının eşit bir şekilde hareket ettiğini de belirtiyor. Vakit buldukça karatedeki ana hareketleri evde tekrarladığını söyleyen Tuncer, formunu da böylelikle koruyor. Sahnede aynı zamanda şarkı söyleceği ve şov yapacağı mini bir müzikal üzerinde çalışan Tuncer, özellikle kas germe hareketlerinin sahnedeki performansını olumlu yönde etkileyeceğini vurguluyor. Bir süre önce albüm çalışması için kolları sıvayan sanatçı, bu projeyi müzikal için bir süre askıya aldığını söylüyor: "Müzikal için ne gerekiyorsa kendimi o yönde geliştiriyorum şu sıralar... Buna ses eğitimi de dahil."
Aynur ERDEM
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
