Özel güvenlik sistemi masaya yartırılmalı Olacak şey değil

Özel güvenlik sistemi masaya yartırılmalı

Ünlü göğüs cerrahı Prof. Dr. Göksel Kalaycı'nın görev yerinde silahlı saldırı sonucu öldürülmesi, özel güvenlik sisteminin tartışılmasını gündeme getirdi.
Son günlerin moda işi 'özel güvenlik şirketi' kurmak oldu. Özellikle İstanbul'da mantar gibi ortaya çıkan güvenlik şirketleri amacına uygun görev yapıyor mu? Bunun sorgulanması gerekir. Aksi takdirde daha nice ' Göksel Kalaycı'lar ölür.
İlk kez 22 Temmuz 1981 tarih ve 2495 Sayılı Kanun ile özel sektör kuruluşlarının kendi güvenliğini sağlama imkanı getirildi. Ancak zamanla artan talep nedeniyle kapsamının değiştirilmesine ihtiyaç duyuldu. Bunun üzerine 10 Haziran 2004'te 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun çıkarıldı.
Bu yasa ile özel güvenlik şirketlerinin kuruluş ve çalışmalarının esasları belirlendi. Ayrıca güvenlik şirketinde çalışan güvenlik görevlilerinin eğitimi için eğitim şirketleri kurulmasına da olanak tanındı.
Peki bu güvenlik şirketleri, çalıştırdıkları güvenlik görevlilerine gerekli eğitimi veriyorlar mı? Denetim sistemini kurmuşlar mı? Ayrıca çalıştırdıkları güvenlik elemanlarının özlük ve mali hakları ile sosyal haklarını veriyor mu?
Bu sorularıma verilecek cevaplar 'hayır' olacak. Elbette bunu layıkıyla yapan şirketler vardır. Ancak çoğunluğunun yasanın öngördüğü eğitimden uzak kişileri çalıştırdığı bir gerçek.
Özel güvenlik şirketlerinin büyük çoğunluğu, elemanlarını işsiz, sokakta 'ne iş olursa yaparım' diye asgari ücretle iş arayanlardan seçiyor. Güvenlik nedir bilmeyen kişilere fiyakalı bir elbise giydiriliyor ve mal ve can emniyetimizi koruyacak kişi olarak ortaya bırakılıyor. Bu şahıslar da bizi Prof. Dr. Göksel Kalaycı'yı koruduğu gibi korur.
Devlet kurumları da özel güvenlik şirketlerinden hizmet alımı yapıyor. Tabi ihale açılarak bu hizmet satın alınıyor. Yasanın öngördüğü şekilde yüksek maliyetle kaliteli eleman çalıştıran şirket mecburen yüksek fiyat teklif ediyor. Asgari ücretle sözde güvenlikçi çalıştıran şirket düşük teklif veriyor. İdare mecburen düşük teklifi onaylıyor. Çünkü 'mevzuat hazreti' öyle diyor. İdareci gerçek güvenlik şirketinin yüksek teklifini kabul ederse, ilerde mahkeme mahkeme koşturarak hesap vermek zorunda kalır. Anladınız mı?