Kavga büyük, tarafları güçlü...
Bir yanda 30 milyar doları temsil ettiklerini söyleyen petrolcüler, diğer tarafta ise sayısı 50'ye ulaşmış yarattıkları 400 bin tonluk yeni pazarla petrolcülerin karşısına dikilen biodizelciler var. Tartışma konusu, "biodizel" akaryakıt mı? Petrolcülere ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'na (EPDK)'na göre, biodizel akaryakıt. 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu kapsamında bio dizelle ilgili her tür açıklık var, yönetmelikler bunu destekliyor.
Bakanlık-kurul kavgası Gelin görün ki; EPDK ve petrolcüler böyle derken Enerji Bakanlığı farklı görüşte ve buna göre düzenleme yapıyor ve bu düzenleme kıyametin kopmasına neden oluyor. En önemlisi Enerji Bakanlığı ile EPDK arasında 2,5 yıl önce Petrol Piyasası Yasası'nın hazırlanma aşamasında başlayan sürtüşme "Enerjide Verimlilik" yasa tasarısıyla derinleşiyor. Peki ne oldu da bakanlıkla kurul arasında ipler koptu? İddia o ki; Enerji Bakanlığı, EPDK'nin bu kadar güçlenmesinden rahatsız. Bazı konularda karar verici olmak istiyor. Sadece boru hatları, ham petrol yasası ile uğraşmak istemiyor. O yüzden "Enerjide Verimlilik" yasa tasarısını hazırlarken EPDK'nın biodizel ile ilgili görüşünü bildiği halde kendi kriterleriyle yasal düzenleme yapmaya çalışıyor.
Biodizel istasyonları Enerji Bakanlığı, enerjide maliyetlerin aşağı çekilmesi, israfın önlenmesi, çevrenin korunması amacıyla hazırlanan tasarının 15. maddesini biodizele ayırdı ve biodizeli yeniden tanımladı. Madde 15'e göre ; "Bio yakıt üreticileri, tarım birlik ve kooperatifleri, bu birlik ve kooperatiflerin teslim ettiği tarım ürünlerinden üretilecek miktarı geçmemek üzere tarım ürünü teslim karşılığı, bu birlik ve kooperatifler bio yakıt verebilecek anlaşmalar yapabilirler." Enerji Bakanlığı tanımı böyle yapıyor ve 5015 sayılı petrol piyasası yasasına ek yani torba yapılmasını isterken bio dizel üreticilerine EPDK'dan bedelsiz lisans verilmesini istiyor. İşte kilitlenme bu noktada başlıyor. Çünkü Petrol Piyasası Kanunu'na göre petrol sektöründe yıllık 60 bin tonluk, bio dizelde 30 bin tonluk satış yapabilme garantisi veren her işletme EPDK'ya başvurduğu taktirde dağıtım lisansı sahibi olabiliyor. Bu da önümüzdeki dönemde biodizel istasyonlarının faaliyete geçeceği anlamına geliyor. Yani birlikler, tarımcılar pompacı oluyor. Petrolcüler pazarın yeni ortaklarını istemiyor.
Vergi kaybı 300 milyon $ Bio dizelin hammaddesi ham yağı motorinle harmanladığınızda biodizeli elde ediyorsunuz. Türkiye yılda 500 bin ton ham yağ üretiyor. 1.5 milyon ton ham yağ tüketiyor. Dolayısıyla iyi bir ham yağ ithalatcısı. Bu da petrolcüler tarafından biodizelcilerin teşvik gördüğü iddiasını gündeme getiriyor. Teşvik tartışmasında ikinci büyük kavga nedeni akaryakıt ürünlerinden alınan ÖTV. Örneğin biodizelin ana hammaddesi motorinde ÖTV 83 kuruş. Bio dizelde ÖTV konusu ise kafaları karıştırmaya devam ediyor. Eğer hamyağı ithal ediyorsanız motorin kadar ÖTV ödemekle yükümlüsünüz. Ancak hammadde yerli ise ÖTV ne? Kimse bilmiyor. Maliye Bakanlığı'nın konuyla ilgili standartları bir an önce açıklaması gerekiyor. Petrolcülere göre; şu ana kadar biodizelde 300 milyon dolarlık bir vergi kaybı var. Peki vergi kaybının yanında kaçak var mı ? Adı henüz konmamış ama büyük bir kaçak alarm veriyor.
|