Kuş gribinin ekonomiye etkileri
Türkiye ilginç bir ülkedir. Riskin nereden ortaya çıkacağı belli olmaz. Bu nedenle, Türkiye ekonomisini izleyenler genelde temkinli bir yaklaşım içindedir. İyimserlikleri hep ihtiyatlıdır. Son olarak, kuş gribi şoku ile karşılaştık. Başlangıçta bilinmeyenler oldukça fazlaydı. Her kafadan ayrı ses çıkıyordu. Bu karışıklığa "bir şey olmaz" diyerek tavuk yiyen bakanlar ve başbakan da katılınca, ortada adeta panik havası esti. Zaten kuşkulu milletiz. Ekonominin batacağını bile söyleyenler çıktı. Zaman biraz geçip, AB yetkililerinin de katkısı ile bilgilendirme artınca, sakinleşme başladı. Doğru mesajlar alınınca yapılan analizler buna göre şekillendi. Durum tam olmasa da belirginleşti. Bu aşamada, kuş gribinin Türk ekonomisine etkileri konusundaki düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim.
Şok etkisi düşük Her şeyden önce şu gerçeğin altını bir kez daha çizelim. Türk Ekonomisi geçirdiği krizler ve bundan sonra gerçekleştirdiği yapısal reformlarla şokların etkisini daha az hisseden bir yapıya kavuştu. Şokların etki süresi azaldı. Şok öncesi duruma dönüş, daha hızla gerçekleşmeye başladı. Bu yapı kuşkusuz önemli. Önceki yılarda en küçük bir söylentiden bile etkilenen piyasalar, artık akıllandı. Ancak, kuş gribi şokunun değişik bir yönü var. O da, döviz, faiz veya borsadan çok reel ekonomiyi ve bekleyişleri etkilemesi. Kuş gribinin en başta iki sektörü etkileyeceği kesin. Bunlar, kanatlı hayvan ve ürünleri ile turizm sektörleri. Tavuk, hindi ve yumurta gibi besin ürünleri, yiyecek sektörünün temel direklerinden birisi. Kuş gribi haberi duyulunca halkın aldığı ilk önlem bu ürünleri yememek oldu. Bu sektörün borsaya kote hisse senetlerinin değeri bir haftada yüzde 30 düştü. Sektörü ve çalışanlarını zor bir kış dönemi bekliyor. Turizm ise kuş gribinden etkilenecek başka bir sektör. Bu haberlerin ışığında, yabancıların Türkiye'ye eski hızları ile gelmesini beklemek zor. Bu sadece turistik amaçlıları değil iş seyahatlerini de kapsıyor. Kasım, Aralık 2004 ve Ocak 2005 tarihlerinde gelen turist sayısının 2,4 milyon kişi ve bunlardan elde edilen turizm gelirinin 1,5 milyar dolar olduğunu düşünürseniz etkinin boyutu ortaya çıkar sanırım. Kanatlı hayvan ihracatının, toplam ihracat içindeki payı fazla değil. Geçmiş 12 aylık verilere göre, gerçekleşen 70 milyar dolarlık ihracat içinde % 0,06 oranında bir paya sahipler. Yeni yeni 400 milyon dolar civarına ulaşan bir ihracat kapasitesi, ne yazık ki, önemli ölçüde düşecek gibi görünüyor.
Tahribatı gözledik Kuş gribinin esas etkisi, bekleyişlerde ortaya çıkacaktır. Bu etkinin birinci yönü, oluşacak karamsarlıkta gözlenecektir. Eğer olaylar sürer, kuş gribi vakaları başka yerlerde ve insanlarda ortaya çıkarsa, kamuoyunun bekleyişleri olumsuzlaşır. Bu durumda beklentileri yönetmek güçleşir. Buna ilişkin örneklerinin başında, 1999 Adapazarı depremi gelmektedir. Bu felaketin, bekleyişleri olumsuzlaştırarak Türk ekonomisine yaptığı tahribatı hepimiz yakından gözledik. Gribin, bekleyişlere yapacağı ikinci etki, kamunun tutumu ile ilgilidir. Hükümet, doğru bilgilerle, alacağı önlemlerle ve etkin bir kriz idaresinin davranışlarını göstermekle bekleyişlerin yönünü değiştirebilir, onları olumlu yöne yönlendirebilir. Kamuoyunun, kendisini saf sanarak, radyasyonlu çay içen, asbesti yüzüne süren, tavuk etini çekinmeden yiyen, deli dana hastalığı sırasında biftek atıştıran devlet adamını gördüğünde, uygulanan politikalara güveni azalır. "Bunlar ekonominin sağlığını nasıl koruyacaklar" kuşkusuna kapılır. Özetle, şu andaki bilgiler, kuş gribinin ekonomiye yapacağı olumsuz etkilerin çok sınırlı düzeyde kalacağına işaret etmektedir. Ancak, bu salgın beklenmedik şekilde yaygınlaşır, kamu görevlileri de bekleyiş ve kriz yönetiminde hata yaparsa sonuçları ağır olur.
|