kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Teknoloji
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Hayal kurduk bakalım gerçekleşecek mi?
Hayal kurduk bakalım gerçekleşecek mi?

Antalya Film Festivali, yepyeni ve uluslararası bir kimlikle, çok önemli konuklarla "ikinci hayatına" başlıyor.

Yıllar öncesinden bir fotoğraf. Beş yaşlarındayım. Antalya Film Festivali kortejindeki kamyonlardan birisinin üstünde, Türkan Şoray'ın yanındayım. Çocuk kafamın içinde, o hayran olduğum aktrislere özendiğimden olsa gerek, yıldız pozlarıyla "halka" el sallıyorum. Antalya Film Festivali'ne ilk ve son gidişim. Sonrasında da, gitmem için hiç bir sebep olmamış; açıkçası bir kaç film dışında, Antalya'da neler olup bittiğini pek de merak etmemişim. Ve 2005 yılı Mayıs ayı. TÜRSAK Vakfı Başkanı Engin Yiğitgil ve vakfa gönlünü koymuş diğer dostlarla Cannes Film Festivali'ndeyiz. Bir festival akşamında, Engin Bey, "İşte bir gün böyle olmalı Antalya" diyor. "Uluslararası yönetmenler, oyuncular, senaristler projelerini burada doğurmalılar, prodüktörlerle dağıtımcılar Film Pazarı'nda buluşmalılar. Eh, Antalya'nın tarihi ve doğası da Cannes'dan bile güzel olduğuna göre, yan etkinlikler, festival partileri, eğlence hayatı da hem jet set'i, hem de meraklı turistleri çekebilmeli." Antalya ile Cannes'ı kıyaslamak ha? Hepimiz bu rüyaya inanmak istiyoruz ama hepimiz de bu kadar büyük bir projeyi hayata geçirmenin zorluklarının bilincindeyiz. Ama neden olmasın ki? Bir kaç yıl önce büyük zorluklarla başlayan, yine TÜRSAK'ın düzenlediği diğer festivaller bugün bütün Avrupa'da çok iyi tanınıyor. Çok büyük isimler, çok büyük filmler getirmişiz. Demek ki, Antalya rüyasının da zamanla gerçek olabileceğine inanmak gerek. Önce hayal kurmak gerek. Düşlemediğiniz bir şeyi gerçekleştiremezsiniz ki! Tabii ki, bir veya iki yılda gerçekleşebilecek bir rüya değil bu. Uluslararası platformda Antalya'nın bir sinema kenti olarak tanınması için seneler geçmesi gerek. "Ayaklarının alışması" gerek. Aradan aylar geçti. Herkes çok emek verdi. Ve işte bu hafta sonu perde açılıyor. Festival etkinliklerini, film programlarını nasıl olsa Atilla Bey'in keskin kaleminden öğreneceksiniz. Ben sadece, Fransa'dan birlikte geleceğim iki konuğu tanıtmak istiyorum sizlere: Yıllar boyunca "seksi Fransız kadınının" simgesi olmuş bir ikon, oyunculuğu Cesar gibi ödüllerle taçlandırılmış, yüzlerce kez "Dünyanın en güzel kadınları" listesinde yer almış Mathilda May. Festivale katılma sözü verdiği için bir çekimini iptal ettiğini ve atalarından Türk kanı taşıdığı için müthiş heyecanlandığını da özellikle belirtmek isterim. Tanıtmak istediğim ikinci konuk ise, kült bir film olan "Köprü Üstü Aşıkları"nın esrarengiz yönetmeni Leos Carax. İlk filmi olan "Kötü Kan" ile, o dönemdeki sevgilisini dünya sinemasına kazandırmıştı. O zaman gencecik bir oyuncu adayı olan Juliette Binoche, bildiğiniz gibi, bugün Oscar'lı dev bir star. Son filmi "Pola X"de ise Catherine Deneuve gibi efsanevi bir oyuncuyla çalışan Carax, açılıştan itibaren aramızda olacak. Antalya'ya gitmek çok büyük bir heyecan. Umarım bu heyecanı bütün Türkiye paylaşır ve binlerce yıllık bu antik kent, günün birinde dünya sinemasının gözbebeği olur!

Sedef Ecer

DİĞER SİNEMA HABERLERİ
 ETA tarihinden kanlı sayfalar
 Bu randevuya hayır demek mümkün mü?
 Derinlerde saklanmış canavarlara karşı
 Futbolseverle sinemaseveri birleştiren film
 Bir annenin intikamını almak
 Düğün çapkınlarının başına gelenler
 FİLMEKİMİ'nde dikkat çekenler
 Dar mekanda gerilim ve seks
 Antalya'da yepyeni bir dönem başlıyor
 Bunalım döneminin unutulmuş kahramanı
 Çocuklar için yazdı filmini de çekiyor
 Bir televizyon filmi havasındaki gerilim
 Tam anlamıyla Maskara bir film
 Yarının klonları insan mı yoksa makine mi?
 Müzik de başlı başına bir mucize değil midir?
 Dar alanda kısa çekimler ve sert çekişmeler
 Korku kalır dans uçar gider
 New Orleans'ta aile sırları, büyü ve dehşet
 Fransız usulü bulvar komedisinden perdeye
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
    Yaşama Dair
  » Sinema
    Gurme
Kebap deyince akan sular duruyor
Kebap deyince akan sular duruyor
Gazeteci-yazar Hıncal Uluç tam bir kebap tutkunu. Kebaba düşkünlüğü,...
Kırmızı siyah bir sergi hikayesi
"Resim Heykel müzesini bir tarafa bırakırsak, gerçek anlamda ilk...
Hollywood yıldızları bu modacının tasarımlarını yere göğe koyamıyor
İsmini 'çok şık, çok tarz' anlamına gelen 'bon chic, bon genre'...
Kendileri kurtuldu sıra diğerlerinde
Meme Kanseri Vakfı'nda gönüllü olarak çalışan bir grup kadının tek amacı her...
Bu kız ahtapot gibi bi şey valla
Yaşadığı tempoya can dayanmaz Ebru Akel'in. Koş birilerini evlendirmeye çalış.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.