| |
|
|
İsa'nın son akşam yemeği - 2
Umutları, hayalleri, idealleri üzerine sanki, sanki taze yemişlerin kokusu sinmiş. Öylesine genç, öylesine istikbale ait bir çocuk İsa. Yaşı 14, yüzü gözleri de Ay'ın 14'ü gibi pırıldamakta.
Kemancı mı? Çanakkale Anadolu Lisesi birinci sınıfında öğrenci henüz.. Kim bilir kendine ait o genç dünyada hangi gizli saklı yavuklunun bahar dalı sevdasını biriktirmiş. Hangi ümidin izini sürüyor ve mesela 'büyüyünce' ne olmak istiyor acaba? Mühendis mi, mimar mı, kemancı mı ne acaba? Baş sayfamızda çıkan fotoğrafına uzuuun uzun baktım. Siz de bakın. Benimle aynı şeyi düşüneceksiniz. "İleride ne olsa yakışır bu çocuğa" diyeceksiniz eminim.
Tüh be kader! Oysa o kendine hiiiç yakışmayacak bir şey oldu. 'Kurban' oldu İsa. Gözü dönmüş iki hırtın odun sopalı, boğmacalı ellerinde yitik oldu, yok oldu, yakışıklı bir ölü çocuk oldu, tüh olsun kadere.
Yıldırım düştü Hazreti İsa'nın 'son akşam yemeğini' resmeder ya ressamlar. Hani üzerine filmler çekilir, tiyatrolar, şiirler, müzikler yazılır ya o son yemeğin. Hani kalleş, zalim, kahpe 12. Havari'den söz eder tüm anlatıcılar. Dinleyenin içine kasvet, hüzün, kahır basar hani. İşte öyle bir hüzün yıldırımı da Lapsekili adaşının, İsa çocuğun yanına yurduna düştü önceki gece.
Pusudaydılar İsa çocuk 'son akşam yemeğini' ana babasıyla bir sofrada yemiş, henüz kalkmıştı sofradan. Babası kapı önüne, arabalarında kalmış bir çantayı almaya gönderdi İsa çocuğu. 12. Havari'ye denk düşen kötülük prensleri bu kez sofrada değil, dışarıda bekliyordu. Pusudaydılar. Hedefleri başka birine kötülük etmekti. O olmadı, İsa çıkıverdi karşılarına. "O zaman bu olsun" dediler. Kaçıracakları kişi konusunda müşkülpesent bile olamayacak kadar hazin ve rezildiler çünkü. Sonra aldılar, çaldılar İsa'yı. Götürdüler, öldürdüler gençliğini.
Korkunç bir cinayetin ardından!.. Meslekte geçen 32 yıl içinde en çok da polisiye haberlerle iştigal ettim ama vahşetin bu kılığa bürünmüşüne ilk kez rastlıyorum dostlarım. Zaten bu ilk kez meydana geliş yüzünden yazı işleri toplantısında bu rezil cinayete başlık bulmakta zorlandık. Sayıp döktüğümüz hiçbir sıfat bu gaddarlığı tarif edemiyordu çünkü.
Odunla vurarak Soysuzların yaptığına bak. 14 yaşındaki komşu çocuğunu fidye için kaçır, sonra telaşlan, paniğe kapıl ve kafasına odunla vur, ağır komalara sok, sonra boğ öldür. Eskiden komşu çocuğu için can bile verirdi insanlar. Şimdi komşu çocukları komşunun yasadışı yollardan para kazanabilmesi için ölüyor; gelinen noktaya bak.
Afrika kıtası Bir zamanlar Afrika'nın içlerine Ruwanda, Burundi ve Tanzanya taraflarına gitmiştim. Hutu ve Tutsi kabileleri kitleler halinde birbirinin ümüğüne çökmüş, katliam başlatmışlardı karşılıklı. Orada sopayla, odunla, demir çubuklarla bebekleri bile kafalarına vurup öldürdüklerini izlemiştim dehşet içinde.
Meğer İlkelliğin, barbarlığın, gözü dönmüşlüğün sınırı o olaylardır sanıyordum. Meğer öyle değilmiş. İçimizde de böyle bir vahşeti gözünü kırpmadan gerçekleştirecek vicdansızlar varmış meğer.
Aramızdalar Bir arkadaş haykırdı aramızdan: "40 milyar para için yapılır mı bu?" deyip isyan etti. Yapılmaz mı? Öyle bir vaziyete geldik ki, 1-2 bin dolar için anababasını bile kesecek çoook insan (!) var aramızda.
|