| |
|
|
Şampiyon olmaya gittik... Utanır olduk!.
BasketAltı / Ünal Özüak.
Görmemek için bakanların zararı, bakıp da göremeyenlerinkinden daha fazla tahrip eder. Son Avrupa Şampiyonası'nda Basketbol Milli Takımı'nın, Doğan Hakyemez güdümüne maalesef girmiş, efsanevi geçmişini tarihe gömmüş Bogdan Tanyeviç elinde perişanları oynayacağını aylarca evvel görerek yazdığımı hatırlayacaksınız. Bütün bunların başımıza geleceğini ben söylerken bana takıklığından -inandırıcılıktan uzak- diyip hazırlıksızlığa methiye düzenlerin şimdi ne diyeceklerini merak ediyorum. Takım tertibinden oyun sistemine kadar yanlışlar içinde olduğumuzu ben söyledikçe pembe tablolar çizerek " geleceğin takımını arayan hoca... takımlarında yer verilmeyen gençleri bulup çıkaran ulu kişi " gibi konuyla alakası olmayan hamasetle menkıbeler yazıldı. Aslında konu çok net ve basitti... Ülkenin en iyi oyuncularından oluşturacağın takımı hedef turnuvaya hazırlayıp, onlardan en iyi verimi alacak basketbol oyun sistemini kuracak ve maçlarda başarıyı yakalayacak şekilde yöneteceksin ... Basketbol matematiğinde bunun başka şekli yoktur. Romantizm soyunma odalarına hiç uğramaz. Her oyuncunun karnesinde ne yapabileceği yazar. Elinde Nowitzki varken onun yerine adam arayana gülerler. Ya da sahaya çıktığına pişman ederler.. Yanlışlar zincirine bakalım: Tanyeviç, eksik takım seçti ... Turnuvaya pivotsuz gitti. İlk üç maç sonrası rebound ortalamasında 16 takım arasında sonuncu olduk. Boyalı alandan ürettiğimiz sayı yok mertebesinde. Yaz aylarında yıldız oyuncuları kampa getiremediklerinden 'adam deniyoruz' yutturmacasıyla koca hazırlık dönemini boşa geçirdiler. Yutturdular da aslında, basınımızın güzide kalemleri takım olduk, artık çözüm üretiyoruz, 12 kişiyle oynuyoruz gibisinden bu seviyede basketbolde zaten yapılmazsa olmazları marifetmiş gibi anlatıp durdular. Tanyeviç, çekirdek takımı ve oyun sistemini bir türlü oturtamadı . Elindeki, tüm Avrupa'nın gıpta ile baktığı takımı ne yaptığını bilmezler ordusuna çevirdi. İki sene koçluk pratiğinden uzak, Türk basketbolünü kurtarmak gibi üzerine vazife olmayan işlerle uğraştığı için melekesini kaybetmiş... oyun okuyamadı, oyuncu değiştirmeleri tam amatör işi ve rasgele, herkesin başı lodos yemiş gibi ambale oldu girçıktan... Tanyeviçsever köşe sahibime göndermesiz geçemeyeceğim... Dış adamların hepsi altın bilek, biri atmasa diğeri atarlarla olsaydı bu işler ne güzel olurdu değil mi Hıncal Ağabey? Gördüğüm kadarıyla bu seferki mazeret senaryosu şöyle: Basiretsizlik, idaresizlik, disiplinsizlik, laf geçirememe ve iş bilmezliğin vebali dev adamların üzerine atılmaya çalışılıyor. Buz adamlar, kansızlar, savaşanlar-savaşmayanlar, kendilerini vermediler.. vb . Sen Hırvat maçındaki dünya basketbol tarihine rekor olarak geçen 320'lık seri boyunca, koçluk adına bir şey yapmadan oturacaksın ondan sonra oyuncular suçlu öyle mi? Onların hepsi savaşır... Kendi ortamlarında kapasitelerini ispat etmiş oyunculardır... Siz savaştırmayı beceremediniz .. Çalkalamadan suçunuzu kabul edin ve gereğini yapın.... ozuak@hotmail.com Hıncal'ın Notu.. Ünal olaylara sadece ve sadece başkandan, federasyondan ve onlarla ilişkili herkesten nefret eder baktıkça, doğrulara gözünü kapayıp, sadece yanlışlar üzerine takılı plak gibi hep ayni şeyleri söyleyince, haklı eleştirileri de güme gidiyor. Yararlı yol göstermeleri de dikkate alınmıyor. Tanyeviç'in tonla doğrusu inkâr ettin mi, "Eğri" lafına kimse aldırmaz artık.. Ünal "Doğruya doğru, eğriye eğri" mantığı ile yazsaydı, bugün dediklerinin çoğu dinlenir, sonuç da çok daha iyi olurdu. Bakın ne diyor.. "Elinde Nowitzki varken yerine adam arayana gülerler.." Asıl bu kafaya gülerler Ünal.. Elinde Nowitzki varken yerine adam arayacaksın. Yoksa gittiği gün kıç üstü oturursun. Ünal "Benden sonra tufan.. Ben günümü gün ederim" demekten çekinmiyor, sırf Tanyeviç'e yüklenmek için..
|