Teknocular Paris'i salladı
Milyonlarca genci peşinden koşturan "tekno kültürü" bu hafta birçok Avrupa kentinde kutlandı. Binlerce kişilik kortej Paris sokaklarına renk kattı.
Tekno, artık tartışılmaz bir sosyal fenomen halini aldı. Bu, sadece devasa rave partilerde çalınan bir müzik türü olmaktan çıkıyor ve hayatımıza giderek yerleşen dijital teknoloji, her alanda kalıcı kültürler doğuruyor. Teknonun müzik alanında bir ifade biçimine dönüşmesinin kısacık tarihi şöyle: Malumunuz olduğu üzere, II. Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya çıkan, dakikada 45 kez dönen yuvarlak bir cisim, müzik endüstrisinde ciddi bir devrim yaratıyor. Bu obje, yani 45'lik plak, evleri istila etmeye başlarken, bir yandan da savaş sonrasında gelen refahla birlikte müzik, teknolojiyle tanışıyor. 1954 yılında ise, müzik dünyası gerçekten sarsılıyor.
HİPNOZ HALİ Elvis Presley adında bir genç, şimdiye kadar sadece zencilerin kullandığı ritmleri yeni bir müziğe uyarlayarak, deliler gibi dansetmeye başlıyor. Amerika, 8 milyon plak satan bu karizmatik adamın popo sallayışlarında Rock and Roll denilen "acayip müziği" keşfediyor. Olay 60'lı yıllarda Avrupa'yı da sarıyor, "swinging London" müzik sahnesindeki yerini alıyor. Yetmişli yıllarda ise, müzikal ütopyalar değişince, müzisyenler dünyanın dört bir yanından ritmler alıp, elektronik müzikle harmanlamaya başlıyorlar. Bazı gençler, Asya ve Afrika melodilerini, gelişmekte olan Batı enstrümanlarına uyarlayarak, müzikte bir çeşit hipnoz hali yakalarken, bazıları da "disko müziği" ve dansı keşfediyorlar. Tekrara dayalı ritmlerin yarattığı trans hali, Rock müziğin, "sıkıcı gitar sololarından" ileri gitmediğine inanan müzisyenlere ilham veriyor ve House müzik doğuyor. Bu arada, "no future" diyerek, varolan sistemdeki hiç bir şeye inanmadığını haykıran punk'lar, teknolojinin de gelişmesiyle, "ev stüdyolarında", kendi müziklerini kendileri kaydetmeye başlıyorlar. "Do it yourself" sloganıyla gelişen bu tavır da tekno müzikteki "ev yapımı yaratım" aşamasına yansıyor. Ve ardından liberal ekonomi yılları geliyor. 80'lerde, İbiza gibi mekanlarda dev partiler başlıyor, 90'larda ise binlerce kişiyi bir araya getiren "rave partiler", "tekno festivalleri" yaygınlaşıyor. Müzikteki hareketlerin, tekno'ya kadar gelişinin çok kısaltılmış özeti bu. Ama hayatların iyice "teknolaşmasıyla", bu kültürün bütün alanları istila edişi beş ya da altı yıllık bir olay. Artık sadece müzikte değil, tiyatroda, sinemada, edebiyatta dijital kavramların yayılmasıyla, yepyeni bir tekno kültürden sözediliyor. Teknoloji artık sanat türlerinin özünü değiştirebiliyor. Bu hafta Avrupa'nın birçok kentinde "tekno kültür haftası" olarak kutlandı. Galeriler, sinemalar, tiyatrolar, tekno eserler sergilediler, barlar ve kulüpler tekno geceleri düzenledi, binlerce kişilik kortej, 150 DJ ve 300 watt'lık sesler Paris sokaklarını inletti...
Sedef Ecer
|