AK Parti'de rahatsızlık had safhada
Son haftalarda yoğun biçimde tartışılan yeni terörle mücadele yasası, AK Parti çevrelerinde had safhada rahatsızlık yaratmış durumda. Adalet Bakanlığı başkanlığındaki 33 kişilik bir komisyon tarafından hazırlanan taslak, Başbakan ve Bakanlar Kurulu tarafından fazla benimsenmeyince, "incelenmesi" amacıyla partiye havale edildi. Ancak taslağın detayları ortaya çıktıkça, şikâyetler artıyor. Doğu ve Güneydoğu illerinden gelen (ya da bu bölgelerdeki soruna duyarlı olan) milletvekilleri, yasadaki bazı hükümlerin " anti-demokratik " olduğunu ve Güneydoğu'yu 1990'lı yıllarda olduğu tarzda " gerilimli " bir atmosfere taşıyabileceğinden korkuyor.
"Geriye dönüş" diyorlar Özellikle de, mevcut taslakta terör suçunun tanımının genişletilmesi ve PKK üyesi olmayanların bile terör suçundan yargılanabilmesine imkân veren maddeler, parti üst yönetimi ve hükümet üyeleri tarafından "geriye dönüş" olarak nitelendiriliyor. Parti içindeki muhafazakâr taban ise, başka bir cepheden bakarak terörle mücadele taslağından rahatsız. Taslağı inceleyen ya da basındaki yansımalarını okuyanların görüşü, yasanın günün birinde muhafazakâr çevreleri sindirmek amacıyla da kullanılabilecek bir cins "Demokles Kılıcı" olduğu yönünde. Bunda 28 Şubat sürecinden gelen savunma refleksleri hâkim. Üst düzey bir parti yetkilisi, "Bu taslak öyle hince hazırlanmış ki, isteseler bir mitingdeki pankartı bahane ederek AK Parti'yi bile kapatabilirler" diyor. AK Parti'deki hava, yasadaki "tartışmalı" maddelerin ayıklanması yönünde. Zaten son günlerde Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in "Önleyişi tedbirler mevcut yasada var; yenisine gerek var mı ki?" tarzında açıklamaları da partideki bu olumsuz havanın yansımaları olarak yorumlanıyor.
Derin devlet mi? Başbakan Tayyip Erdoğan, ABD'ye gitmeden önce, gittiği yerlerde dört gün üst üste protesto eylemleriyle karşılaştı. Provokasyon kokan bu eylemlerdeki ani artış, hem hükümet hem de AK Parti yönetimini düşündürüyor. Partideki genel kanı, "derin devlet" ve uzantılarının, AK Parti'yi bölmek ve yeni terör yasasını çıkarmak için "ortam hazırlamaya çalışıyor" şeklinde. En fazla konuşulan teori, "Birileri mesaj vermeye çalışıyor." Hükümet çevrelerinin, samimi sohbetlerde açıkça dillendirdiği tez, "derin devlet" (ya da bu kisve altında hareket eden bazı çevrelerin) 2007 cumhurbaşkanlığı seçimlerine giden süreçte AK Parti'yi "yıpratmak" ya da son aylarda tartışılan yeni terörle mücadele yasasının çıkması için zemin hazırlamak çabasında olduğu. PKK faaliyetleri ve protesto eylemlerindeki ani artışın "aynı elden" çıktığı görüşü son derece hakim. Görüştüğümüz çok sayıda AKP kurmayı, "Birileri cumhurbaşkanlığına giden süreçte partiyi bölmek istiyor" tezini dile getirdi.
Yeni strateji Bütün bunlar ışığında, hükümetin önümüzdeki dönem stratejisi de şekillenmeye başladı. Hükümet üyeleri ve Başbakan'la yakın çalışan AK Parti kurmaylarına göre, hükümetin gelecek yasama yılındaki stratejisi, "gerilim yaratan her tür düzenlemeden uzak durmak." Başbakan, yakın çevresine Mehmet Ali Şahin ve Burhan Kuzu gibi isimler tarafından gündeme getirilen "anayasa değişikliği paketi"ne sıcak bakmadığını açıkladı. YÖK ve meslek okullarıyla ilgili tartışmalı maddeleri içeren değişiklik önerileri, Başbakan Erdoğan ve kabinenin bilgisi olmadan gündeme gelmiş, Erdoğan basında süren tartışmalardan rahatsız olmuştu. Başbakan özel sohbetlerde parti kurmaylarına "RTÜK Yasası'nda olduğu gibi, CHP ile uzlaşma olmadan hiçbir anayasa değişikliği yok" mesajı verdi. AK Parti, 2007 cumhurbaşkanlığı seçimlerine giderken stratejisini "gerilimden kaçınma" üzerine kurdu. Üst düzey bir yetkili " Tercih, bundan sonraki cumhurbaşkanının bu Meclis tarafından seçilmesi. Başbakan siyaseti germemeye, sistemle kavga etmemeye kararlı. İlle de cumhurbaşkanı olmak ısrarı da yok. Gerekirse 2007'de başkası Çankaya'ya çıkabilir " dedi.
|