|
|
|
|
Gerine gerine gerilim izleyin
Geçen yüzyıl müziğin seyrini değiştiren iki isimden biriydi Ray Charles. Tabii ondan daha yaşlı "baba" Louis Armstrong kadar "ağır" olamadı ama vokalleri ile ondan sonra gelen nicelerine çığır açtı. Olağanüstü hareketli, acı ve coşku karışımı bir hayat yaşadı. İşte Taylor Hackford'un filminde dolu dolu bu hayat var. Yoksulluğun dibinde kör bir çocuk, Florida'dan çıkacak ve dünyayı kendi kişiliğiyle, dehasıyla fethedecektir. "Ray" (Universal / Tiglon), sadece büyük sanatçıyı değil, ona kapılar açan Ahmet Ertegün'ün de hikayesi aynı zamanda. Jamie Foxx'un olağandışı oyunuyla yücelen filmde gözyaşlarına boğulacak ve müziğe doyamayacaksınız. Müziğe doymak isteyenler için bir Ray DVD'si daha var: "Genius - A Night For Ray Charles" (Dahiye Adanmış Bir Gece, Universal / Tiglon), çok özel bir gecede, üstadın Elton John, Norah Jones, Stevie Wonder, BB King ve Al Green gibi "müritler" ile düetlerini içeriyor. Sinema fanatikleri için bu hafta güzellikler var. "Following" (Momentum / Palermo) bizde pek adı sanı duyulmamış bir film ama bilenleri için paha biçmesi zor bir yapıt. Arkasında "Memento" ve "Insomnia" yönetmeni Chris Nolan'ın imzası var. İlk filmi ve siyah -beyaz. Bill, Londra sokaklarında kimi gözüne kestirirse peşine takılıp uzaktan izleyen bir yazar. Bunu yaşadığı ilham krizini aşmak için yapıyor. Ama bir gün izlediği adam usta bir hırsız çıkınca o da "cazibeye" kapılıyor ve... Nolan'ın daha ilk kareden yeteneğini sergilediği bu alışılmamış thriller, gerçekten değer.
SIFIR İPUCU "Suspect Zero" (Şüpheli Yok, Umut Sanat / Palermo) da aynı ölçüde çarpıcı ve ülkemizde göremediklerimizden. Ben Kingsley ve Aaron Eckhardt'lı bu thriller, hem "Seven"ı çağrıştırıyor, hem de "Memento"yu. Bir seri katil muammasıyla karşı karşıyayız: New Mexico'da bir dizi cinayet, FBI ajanı Kingsley'i kendine çeker. Peşinden iki ajan daha araştırmaya katılır. Cinayetlerle ilgili tek bir ipucu yoktur. Birer mesaj dışında... Görsel olarak sarsıcı, şiddet dozu yoğun, sapasağlam bir thriller. Düşük bir maliyetle büyük gişe işi yapan "Open Water" (Açık Deniz, PRA / Tiglon) de neredeyse bir buçuk saate yakın bir süre engin bir denizde geçen iki kişilik gerilimin simgesi. Karayiplerde sualtı dalış gezisine çıkan Daniel ve Susan denizin ortasında tekneleri tarafından yanlışlıkla terkedilir. Kimse onları bıraktıklarını anlayamayacaktır. Çift artık denizde soğuk ve köpekbalıkları ile başbaşa kalmıştır. Etkisini bir an bile yitirmeyen, alabildiğine gerçekçi bir öykü.
ÇAKAL'IN SUİKASTI "Nerede o eski gerilimler?" diyenlere de mutluluk vesilesi var: Usta yönetmen Fred Zinnemann, bizde de çok satan Frederick Forsythe yapıtını sinemaya aktaralı 33 sene oldu ama "Çakalın Günü" (The Day of the Jackal, Universal / Tiglon) yalınlığı, belgesel gibi tarzıyla hala tüyler ürpertiyor. Malumunuz, bu, Fransa Cumhurbaşkanı De Gaulle'ü öldürmeye kalkışan bir kiralık katilin öyküsü. Çakal rolüyle Edward Fox'un tarihe geçtiğini de unutmayalım. Daha "yeni" bir kiralık katil filmi, Daryl Hannah'nın başrolü oynadığı "The Job" (Görev, Avşar / Esen), seksi bir kadın katili "dikkatimize" sunuyor. CJ rumuzlu bu arkadaş artık işinden bezmiştir ve son bir "sipariş"i kabul eder. Tam işe el attığında hamile olduğunu farkeder! 20 kilo eroini pazarlamak isteyen Troy adlı bir bitirimi ortadan kaldıracakken, adamın sevgilisi de hamile çıkmaz mı? Tabii bizimki zor bir etik meseleyle karşı karşıya kalacaktır. Şöyle böyle bir çalışma. Hannah'nın harikalar yarattığını da söyleyemeyeceğim.
Melis Akman
|
|
|
|
|
|
|
|
|