| |
|
|
Mehmet Ağar "Güvenlik Projesi"ni açıklamalıdır
Dünyanın en zor konumlarından biri de herhalde "Muhalefetteki Politikacı" olmaktır. Demokrasi tabii ki bir iktidarın ve bir de muhalefetin varlığını gerektirir. Hatta muhalefet, demokrasinin var olduğunu kanıtlamak için, iktidardan daha ağırlıklı önem taşır. Çünkü her ülkede mutlaka bir iktidar vardır ama muhalefet sadece demokrasilerde bulunabilir. Ama eğer muhalefet iktidara alternatif politikalar üretemiyorsa, gününü sürekli "İstemezük" diyerek geçiriyorsa, denetim görevini yapmıyorsa ve tembel kadrolar tarafından temsil ediliyorsa, bu durumda muhalefet demokrasinin "Konu mankeni" olmaktan öteye bir ağırlık taşımaz. Türk demokrasisinde muhalefet olmanın daha da zorlaştığı, çünkü genel kanının "AK Parti alternatifsiz" diye şekillendiği bu dönemde, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar "Çalışkan muhalefet lideri"ne örnek olarak gösterilebilir. Gerçekten de Ağar yarın seçim varmış gibi, hemen her gün Anadolu'yu dolaşmakta, örgütü ve tabanı ile temasını hiç kesmemekte ve iktidara hazırlık yapmaktadır. Mehmet Ağar'ın eski bir polis olmasının, politik liderlik konumu ile bağdaşmayacağı iddiaları zaten anlamsızdı ve bunlar artık iyice geride kaldı. Orhan Eyüboğlu, Necdet Uğur, Nevzat Ayaz gibi Emniyet'ten siyasete geçen isimlerin varlığı bu iddiaları zaten havada bırakmaktaydı. Üstelik şimdi daha da şiddetli biçimde gündeme gelen şiddet olayları, "Silahlanmış toplum" gerçeği ve benzeri asayişi tehdit eden olgular, Ağar'ın bu konudaki bilgi ve deneyim birikimini daha da değerli hale getirmekte. AK Parti'nin bu alanlarda göz doldurmadığı kamuoyu odaklarında seslendirilen eleştirilerin yoğunlaşmasından da anlaşılmaktadır. Sade kentlerin değil kırsalın da güvenlik bunalımı yaşamaya başladığı, artık gündemin öncelikli maddeleri arasında yer almaktadır. Bu noktada Mehmet Ağar'dan beklenilen bir "Güvenlik Politikası" oluşturması ve seçmenin önüne bunu bir siyasi alternatif olarak sunmasıdır. Demokrasiyi ve insan haklarını gözeterek ve AB yolculuğunu yaralamadan, ülkenin dirliğini ve güvenliğini korumanın siyaseten mümkün olabileceğini en etkin biçimde söyleyecek siyasi liderin Mehmet Ağar olduğu kesindir. Önümüzdeki dönemde gerek iç gelişmeler gerekse içinde bulunduğumuz coğrafyanın konjonktürü, "Güvenlik" konusunun, gelişme ve refah kadar ağırlık taşıyacağını çok açık biçimde işaret ediyor. Ağar önceki gün Malatya DYP il binasında düzenlediği basın toplantısında, hükümetin izlediği ekonomi politikalarının Anadolu'nun bütün şehirlerini zora soktuğunu söylerken, "Bu Hükümet TÜSİAD'ın ve beyaz Türklerin hükümetidir" diyordu. Bana göre, iktidara alternatif bir DYP'nin her renkten ve her kesimden Türklere can ve mal güvenliği içinde gelişme ve refah vaat edecek bir siyasi projenin sahibi olduğunu göstermesi, iktidardaki AK Parti'ye bu çeşit güncel iğneler batırmaktan daha etkili olacaktır. AK Parti kadrolarının değişimi konusu, bana göre ancak Sayın Erbakan'ın siyasi söylemi içinde bir ağırlık taşır. "Bu hükümet TÜSİAD'ın Hükümeti" söylemi ise, Ağar'ın olması gereken seçmen tabanının da AK Parti'ye kaydığına işaret eder.
|