Yeşilçam'da bir rekortmen
Kült Yeşilçam filmlerinin senaristi Safa Önal, hayatı boyunca hiç durmadan yazdı. Filme çekilmiş 395 senaryosuyla Guiness Rekorlar Kitabı'na kabul edilen Önal, Türk sinemasının parlak zamanlarını anlattı.
Safa Önal, Türk sinemasının altın çağının yaşayan en büyük tanıklarından biri. On binlerce kişinin ezbere bildiği "Senin annen bir melekti yavrucuğum" gibi repliklerin yazarı. Yeşilçam'ın en çok film ürettiği 60'lı yıllarda dönemin tüm yıldız isimleriyle çalıştı. Yazdıkları o kadar ilgi gördü ki, neredeyse üç haftada bir yeni bir senaryoya başlıyordu. Önal, tüm bunları bir rekor kırmak için yapmıyordu. Ancak geçmişe dönüp baktığında çekilmiş tam 395 tane filminin olduğunu fark etti. Aslında ona kalsa hiç fark etmezdi... Oğlunun ve kız arkadaşının kendisinden habersiz olarak Guiness'e başvurmasıyla dünya üzerinde şimdiye kadar en çok senaryosu filme çekilmiş kişi olduğunu öğrendi. "Ne kadar zaman geçerse geçsin Guiness'e başvurmak aklıma gelmezdi. Çünkü bu başvuru 'Çok çalıştım, dünya çapında işler yaptım. Böyle bir rekoru hak ettim, beni duyunuz' anlamına gelir. Bende böyle öne çıkma duygusu yoktur. Yine de insanın bir ömür verdiği mesleği karşısında bunları görmesi çok hoş. Ayrıca bizden çok film üreten Hindistan ve Amerika var. Bunların yanında benim 45 yılda ürettiğim bu senaryoların yer bulması pek mümkün gelmemişti."
HEP FEDAKARLIK YAPTIM Vesikalı Yarim, Mahpus, Ah Güzel İstanbul gibi kült filmlerin senaryosunun yazan Safa Önal, 36 filmin de yönetmenliğini yapmış. Bu hız karşısında çok hareketli bir hayatı oluğunu düşünüyorsunuz değil mi? Pek öyle değil. Yıllar boyunca dinlenme lüksü olmadan, sadece çalıştığını söylüyor. Bu yüzden de pek çok şeyden ödün vermiş. Zaten bunun için yetenekten öte, yazmayı çok sevmek gerektiğini anlatıyor. "Yazı yazmayı öyle çok seveceksiniz ki, hayatınız boyunca fedakarlık yapacaksınız" diyor. Kendisi bunu bir dezavantaj olarak görmemiş. Çünkü kaçamak yaşamayı tercih etmiş. Yapımcılar senaryo yazıyor zannederken, o küçük tatillere çıkıyormuş. Safa Önal, yine de her seferinde yakalandığını inkar etmiyor. Ancak hiçbir zaman senaryosunu geciktirmediğini söylüyor: "Ben sadece starlarla çalıştım. Benimle anlaşma yapan firma, önceden kadın ve erkek starla da anlaşma yapardı. Starların atlatılmaya, beklemeye tahammülleri yoktur. Belli takvimleri vardır. Siz çekin veya çekmeyin o tarihler arasında beklerler, bitince de giderler. O yüzden ben senaryoları geciktirseydim, bir daha bana yazdırmazlardı. Şimdi sorsalar o tempoda yapmam, hemen kaçarım." Safa Önal çoğunlukla sipariş üzerine senaryolar yazmış. Örneğin 'Ben şimdi bir Türkan Şoray ve Murat Soydan filmi yapacağım' der ve onu göre yazarmış. Zaten oyuncuların karakterleri, seyircide o zamana kadar bıraktığı izlenimler belirgin olduğundan, bunlara uygun projeler üretiyormuş. Bu nedenle Türkan Şoray'a yazılacak olan bir karakterle, Hülya Koçyiğit'e yazılacak karakter arasında fark olduğunu anlatıyor: "Türkan Hanım'ın dramatik aşk öykülerini herkes bilir. Örneğin ben kendisine Bodrum Hakimi'ni, Dönüş'ü, Dila Hanım'ı, Mahpus'u, Vesikalı Yarim'i yazdım. Fatma Girik ise daha atak. Biraz daha kırsal alan kadını tipini canlandırıyordu.O 'Erkek Fato'ydu'. Filiz Akın batılı, uygar, kentli bir genç kadını temsil ediyor. Hülya Koçyiğit melek yüzlü, iyi kalpli, acılara açık, sabırlı, bizim sokağın kızı sıcaklığını taşıyor." Safa Önal bunların arasında en çok Türkan Şoray'la çalışmış. Kendisine özel 40'tan fazla senaryo hazırlamış. Ayrıca Şoray'ın yönettiği üç filmin senaryosunu da Önal yazmış.
YILDIZLAR KAPRİSLİ DEĞİLDİ Yeşilçam'ın zor çalışma şartlarına rağmen Önal'ın çok büyük hayal kırıklıkları olmamış. Birkaç filmin düşündüğü gibi çekilmediği için üzüldüğünü söyleyen Önal, yıldızların hiçbirinin zannedildiği gibi kaprisli olmadığını anlatıyor. "Selda Alkor'dan Filiz Akın'a kadar hepsi son derece güler yüzlü insanlar. Film çekerken en rahat çalıştığım kişi Ayhan Işık'tı. Onun kadar uyumlu, tutarlı, güler yüzlü bir insan yoktu. Örneğin sabah 8'de iş davetiyesi çıkar, sonra sette bir olaydan dolayı iş planı değişebilirdi. Bu nedenle 4'te sırasının geldiğini bilirim. Gık çıkarmamıştır. O kadar saat sırasını beklemiştir." Türvak'ta ve Senaryo Yazarları Derneği'nin Yaratıcı Yazarlık Atölyesi'nde ders veren Safa Önal, şimdi Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde gençlerle buluşuyor. Derslerinde en çok karşılaştığı sorun ise gençlerin emeklerinin karşılığını çok çabuk almak istemesi. Artık her şey hızlı ilerlediğinden gençleri haklı gören Önal, teknolojinin büyük bir avantaj olduğu görüşünde.
Ece Koçal
|