|
|
|
|
|
New Orleans'ta aile sırları, büyü ve dehşet
|
|
ABD'nin belki en ilginç yöresi olan New Orleans ve Louisiana'yı tüm özellikleriyle mükemmel bir dekor olarak kullanan, özgün ve etkileyici bir film.
Benim gibi korku-fantastik severler, bu tür bir filmi ille de kusur bulup yerin dibine batırmak amacıyla değil, neredeyse kusurlarını görmezden gelip bağrımıza basmak amacıyla izler. En azından bilinçaltımızda beğenmemekten çok beğenmek dürtüsü yatar. Bu filmi de ince eleyip sık dokuyarak eleştiren ve sonunda pek beğenmeyenler çıkacak, biliyorum. Eleştirmen olarak, seyirci olarak... Ama kendi adıma, kimi küçük kusurlarını büyütmeyip, temelde oldukça özgün, sürprizli ve ürkünç olan filmi beğenmeyi seçiyorum. Açık ve seçik olarak... Özgün adı "Skeleton Key", aynen çevrildiği gibi "iskelet anahtar" değil, "maymuncuk, her kapıyı açan anahtar" anlamlarına geliyor. Babası kendisine bildirmediği bir hastalıktan uzakta ve tek başına ölünce, bunun vicdan azabıyla kendini özellikle yaşlı ve yalnız insanlara adayan hemşire Caroline, New Orleans yöresinde iyi bir ücretle hemşire arayan yaşlı bir çiftin yanına yerleşir. Doğanın içinde eski, görkemli ama oldukça harap bir evdir bu... Caroline, evin yaşlı sahibesi Violet'in verdiği maymuncukla tüm odalara girer. Ama tavan arasındaki biri dışında... O tavanarası ki, Violet'in kocası orda düşüp felç geçirmiş ve artık konuşup yürüyemeyen bir enkaza dönüşmüştür. Caroline, ürkünç anılarla dolu evin ve kendisine sürekli bir mesaj iletmeye çabalayan yaşlı adamın esrarını çözmeye sıvanacaktır. Film, bekleneceği gibi klasik bir "perili ev" hikayesi değil. Daha karmaşık bir yapısı var: Geçmişle, geçmişin suçları ve günahlarıyla, o eşsiz Louisiana yöresiyle hep çağrışım yapan zenci kültürü ve "hudu" (dikkat: vudu değil) denen büyüyle ilişkili yerli inançlarıyla, aramızda dolaşan ruhlarla, ırkçılık ve hoşgörüsüzlükle... Bu son derece zengin korku ve ürkünçlük unsurlarının hepsi çok iyi değerlendirilmiş ve her şey çok açık-seçik değil. Bu açıdan, film belki bir ikinci görülmeyi hak ediyor. Ama kesinlikle özgün ve etkileyici bir film bu. ABD'nin belki en ilginç yöresi olan New Orleans ve Louisiana'yı tüm özellikleriyle mükemmel bir dekor olarak kullanan, birkaç müthiş korku- gerilim sahnesi yaratan.Ve de özellikle Gena Rowlands denen bugün tam 75 yaşındaki oyuncuyu da unutulmaz bir rolle karşımıza getiren... Ayrıca, Goldie Hawn'ın kızı Kate Hudson'un çok iyi canlandırdığı hemşire Caroline'ın, tüm ürkünç işaretlere karşın inatla evde kalması ve araştırmayı sürdürmesi, insanoğlunun en önemli özelliklerinden birini çok iyi simgeliyor: Merak ve öğrenme tutkusu. En büyük belaları ve tehlikeleri göze alarak... Ki tarih boyu onca keşfin yapılmasının temelinde de bu yatmıyor mu?
İSKELET ANAHTAR (The Skeleton Key) Yönetmen: İain Softley Senaryo: Ehren Kruger Görüntü: Daniel Mindel Müzik: Ed Shearmur Oyuncular: Kate Hudson, Gena Rowlands, Peter Sarsgaard, John Hurt, Joy Bryant Universal (UİP) yapımı
|
|
|
|
|
|
|
|
|