|
|
|
|
Gül: Müzakereler başlayacaktır
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Ekim ayında Türkiye'nin AB'ye üyelik müzakerelerinin başlayacağını belirterek, ''Çünkü AB'nin liderleri, bugün iç politikada karşılaştıkları bazı sıkıntılar ya da konjonktürel problemlerden dolayı, dünyayı ilgilendirecek stratejik politikaları gölgeleyecek, göz ardı edecek davranışa girmeyecek kadar basiretlidirler'' dedi..
Abdullah Gül, babası Ahmet Hamdi Gül'ün Kayseri'deki bağ evinde gazetecilerle sohbet etti. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gül, 3 Ekim'de Türkiye ile AB arasında müzakerelerin başlayacağından şüphesinin olmadığını söyledi. Türkiye'nin gayet dikkatli ve bir Avrupalı gibi hareket ettiğini ve üzerine düşen sorumlulukları vaktinde yerine getirdiğini ifade eden Gül, şunları söyledi: ''17 Aralık kararına bakarsanız, o karara imza atan devlet ve hükümet başkanları bugün işbaşındadır ve Avrupa'yı yöneten liderlerdir. Türkiye, o kararda yapması gereken
ne varsa yerine getirmiştir. Bunu en iyi tespit eden de AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Komiseri Olli Rehn'dir. Dikkatli bir şekilde üst üste yaptığı açıklamalarda, Türkiye'nin üzerine düşen her şeyi yerine getirdiğini ve müzakerelerin başlayacağından da hiç şüphesinin olmadığını o da tekrar söylemektedir. Hatta bütün AB üyesi ülkeleri dolaşarak bu açıklamayı yapmaktadır. Dolayısıyla müzakereler başlayacaktır. Çünkü AB'nin liderleri, bugün iç politikada karşılaştıkları bazı sıkıntılar ya da konjonktürel problemlerden dolayı, dünyayı ilgilendirecek stratejik politikaları gölgeleyecek, göz ardı edecek davranışa girmeyecek kadar basiretlidirler.''
Abdullah Gül, Türkiye'nin özellikle global açıdan AB'ye, dünya barışına, Avrupa'nın daha güçlenmesine, ekonomik, stratejik, güvenlik meseleleri açısından katkılarının çok farklı olduğuna işaret ederek, AB'nin bütün liderlerinin bunu en iyi şekilde bildiklerine emin olduğunu kaydetti.
17 Aralık kararları alınırken bütün bunların dikkate alındığını dile getiren Gül, ''Bu açıdan ben bazı konjonktürel problemlerden ya da sıkıntılardan dolayı bu büyük stratejik vizyonun kurban edileceğine ihmal vermiyorum'' dedi.
KIBRIS SORUNU Dışişleri Bakanı Gül, son günlerde Kıbrıs ile ilgili açıklamaların tutarlı olmadığını kaydederek, şöyle devam etti: ''Şundan dolayı, Türkiye ve Kıbrıs Türkleri, bu problemin çözümü için dünyayı şok edecek şekilde üstlerine düşeni yapmışlardır. Bununla şunu söylemek istiyorum, başta BM Güvenlik Konseyi olmak üzere AB ve bütün dünyanın üzerinde mutakabata vardığı bir planı reddeden Rumlar olmuştur. Dolayısıyla Avrupalılık ruhuna aykırı hareket eden, AB'nin ilke ve prensiplerine aykırı eden Rumlar olmuştur. AB'nin üyelik dayanışması muhakkak anlaşılır bir şeydir ama üyelerden birinin AB'nin ilkelerine de aykırı davranışlarında, üyelerden birinin yanlışlarında (Dayanışma içinde olacağız) demek, AB değerlerine aykırıdır. Dolayısıyla Rumların, bu problemi AB'nin içine getirmelerinin faturasını Rumlar ödemektedir. Bu açıdan Türkiye, Kıbrıs Türkleri üzerine düşeni yapmışlarsa, bundan sonra da yapmaya barış için devam edecektir.''
AB ülkelerinin, birliği bu problemlerle sıkıntıya sokanlara ''Sizin yüzünüzden büyük meseleler, dünya meseleleri sıkıntıya girmektedir'' diye sormaları gerektiğine işaret eden Gül, ''Onun için Türkiye'yi hiç kimsenin suçlamaması gerekir. Ayrıca AB ilke, prensip ve ruhuna aykırı olan bir uygulamayı üyelerinden biri yapıyorsa, bunun da dikkatini çekmeleri gerekir'' diye konuştu.
''AMBARGO, AB RUHUNA AYKIRI'' Abdullah Gül, Kıbrıs'a yönelik ambargonun, AB'nin ruhuna, ilkelerine aykırı olduğunu da belirterek, şöyle konuştu. ''Bildiğiniz gibi bir süredir bütün dünyaya ilan ettiğimiz bir şey var. (Kıbrıs'taki bütün kısıtlamaları kaynağından kaldıralım, bununla bütün kesimlerin, bütün ülkelerin birbirine uyguladığı kısıtlamaları aynı anda hep beraber kaldıralım) diyoruz. Bu, AB ruhuyla beraber olan, ona çok uygun düşen bir tekliftir. Bu teklifi de yine reddeden, AB'ye bir şekilde üye olmuş bir ortaksa, onun da dikkatini, AB liderlerinin ve ülkelerinin çekmesi gerekir.''
ABD'NİN PKK KONUSUNDAKİ DESTEĞİ ABD'nin Avrupa'daki PKK/KADEK üyelerini yakalama eğilimlerinin doğru olup olmadığını ve açıklamaları inandırıcı bulup bulmadıklarına ilişkin soru üzerine de, ''Bazı gayretleri var ama önemli olan, niyet ve gayretlerin netice vermesi. Göreceğiz, takip edeceğiz. Bu konularda biz biraz temkinli hareket etme durumundayız. Açıklamaları, söylenenleri, niyetleri izlemek ve yakından takip etmek durumundayız'' diye konuştu.
Abdullah Gül, İsrail'in Gazze ve Batı Şeria'dan çekilmesiyle ilgili olarak da bunu desteklediklerini, ancak bütün bunların, barışın kalıcı olabilmesi için bir yol haritasına uygun olarak yapılmasının çok önemli olduğunu belirtti. Gül, Irak'a asker talebi olup olmadığının sorulması üzerine de böyle bir olayın söz konusu olmadığını bildirdi. Irak'taki yeni yapılanmada Türkmenlerin bu siyasi sürece girmesi gerektiğini dile getiren Gül, herkesin kendi vatanına sahip çıkması gerektiğini ve bundan sonraki mücadelenin siyasi mücadele olduğunun herkesin farkında olması gerektiğini vurguladı.
Eski KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın, ''Türkiye'nin AB'ye alınmayacağı'' yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine de Gül, ''Bunları konuşmak ona düşmez. Bu bizim kendi politikamız'' dedi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|