| |
İspiyon kötüdür
Temel, arkadaşı Dursun'a gitmiş, ağlaşmaya başlamış. "Adi herifler, meğerse zavallı İsa'yı çarmıha germişler" diye.. Dursun, "Oğlum" demiş "O hikaye 2000 sene önce oldu, ne zırlayıp duruyorsun?" "Farketmez" demiş Temel. "Ben yeni öğrendim!"
Bir gerçeğin "varolması" ile o gerçeğin "bilinmesi" farklı sonuçlar doğurur. e=mc2 formülü evrende vardı ama Einstein ispatlayınca bilinir oldu. Fizikçilerde huzur diye bir şey kalmadı. Ama e=mc2'yi bilmeyenler için vaziyet değişmedi. Onlar hala dünyanın öküzün boynuzunda asılı durduğuna inanmakta özgürler. Yazıya biraz tuz serpecek olursak, bu formülün, maddenin enerji denkliğini anlattığını eklemeliyiz. 10 üzeri eksi 40 kadar küçülmüş bir madde bile, ışık hızının karesi kadar hıza ulaşabiliyorsa, formüldeki enerjiyi yaratabilir. Temel'in bu formülden habersiz olması formülü etkilemez ama Temel'in huzurunu muhafaza eder. Birkaç hafta önce enteresan bir konu gündeme düşmüştü, öteki konulardan ele almayı geciktirmiştik. Şimdi iki satır konuşabiliriz. Erzurumlu bazı erkek yurttaşlarımız içlerindeki enerjiyi boşaltabilmek için, şehirdeki "hayat kadınları"nın (sanki öteki kadınlar ölüm kadını ) peşine düşmüşler. Şehirdeki fuhuşu önlemeye çalışan bir polis yetkilisi, düzenlediği "bilgilendirme" Toplantısında fuhuşa meyilli erkekleri korkutmak için şöyle demiş: "Bundan sonra yakaladığımız erkekleri, eşlerine haber vereceğiz!" Yeni devlet, "çapkın" erkeği karısına ispiyon edecek! Tut kelin perçeminden!
İlk başta bu teklif insana yaratıcılık gibi gelebilir, devletimiz ne kadar da faydalı işler yapıyor diye düşünebilirsiniz. Ama işin aslı öyle değil. Bir erkek açısından, karısının bazı ilişkileri bilmesi ile bilmemesi arasında çok ciddi farklar vardır. Normal bir kadın, kocasının kirlipaslı işlere kalkışmasından hoşlanmaz, hatta küplere biner. Bin bir korku ve tedirginlikle, CIA ajanı gibi çalışıp da, sırf içindeki fazla enerjiden kurtulmak için türlü fedakarlıklara katlanarak fuhuşa iştirak etmiş bir adamı polis yakaladı diyelim. O adamın zaten en büyük korkusu hadisenin evden duyulmasıdır. Karısının hiçbir şeyden habersiz evinde mutlu mutlu otururken, tuttun haber verdin, eline ne geçecek? Ya, zavallı kadın bir anda sinir krizleri geçirmeye başlayacak, belki intihar edecek, belki evden kaçacak, ya da çıkacak bir aile kavgasında silahlar konuşacak! Neresinde bunun sosyal fayda? Polis, fuhuşu önleyeceğim diye yuva yıkamaya mı başlayacak? Öte yandan, yakalanmış bir kısım erkeğin de nasılsa rezil olduk diye, hepten yüzsüzlüğü ele alıp, iyice sokağa dökülmeyeceği ne malum? Demek ki bir gerçeğin açıklanması her zaman mutluluk getirmez, ayrıca faydalı da olmayabilir. Hem, sevgili polisimiz niçin karı ile koca arasına girsin ki? Ya kadın telefonda "Siz benim aslan gibi kocama ne hakla karışıyorsunuz?" derse? Koskoca Türk polisi niye durup dururken ispiyoncu pozisyonuna düşsün? Bazı durumlarda, somut gerçeklerden biraz uzak durmanın sayısız yararları vardır. Amatör bir sosyolog olarak iddia ediyorum ki, bizim kadınlarımızın büyük bölümü böyle bir gerçeği polisten öğrenmek istemez. Çünkü bunu öğrenmek, kadını küçük düşürür. Karı-koca arasına girmeyin arkadaşlar, rezil olduğunuzla kalırsınız.
|