| |
|
|
Özelleştirmenin kötü yan sonuçları da olabilir
Bayan Thatcher'ın İngiltere'de Başbakan olduğu 1980'li yıllardaki özelleştirmeler, tüm dünya ekonomisini etkilemişti. Dün Akşam'da Deniz Gökçe, "Neden özelleştirme" sorusuna cevap olarak sıralanan ana hedefleri içeren "İngiliz listesi"ni, bizde hızlanan özelleştirmeleri yorumlarken yeniden hatırlatmıştı. Aynen aktaralım: - Özelleştirme temelde verimlilik artışı sağlamak için yapılabilir. - Özelleştirme kamu sektörünün borçlanma gereğini azaltmak için de yapılabilir. - Özelleştirme üretken kurumların karar verme sürecini devlet tarafından müdahaleyi azaltmak için de yapılabilir. - Özelleştirme, kamuda ücret düzeyinin tespitinde ortaya çıkan sorunlardan kurtulmak için de yapılabilir. - Veya özelleştirme hisse senedi mülkiyetini tabana yaymak için de yapılabilir. - Hatta özelleştirme bir üretici kamu kurumunda çalışanların hisse senedi mülkiyetini artırmak için de yapılabilir. - Ve tabii özelleştirme siyasi nedenlerle, siyasi avantaj sağlamak için de yapılabilir. Bu listede sıralanan maddeler, belki sonuncusu hariç, özelleştirmenin ekonomik ve sosyo politik yararlarını vurguluyor. Ama ülkemizde ve dünyada yaşanılan deneylerden biliyoruz ki, hükümetleri özelleştirme politikalarına yönlendiren başka nedenler ve özelleştirmelerin beklenmeyen kötü yan sonuçları da olabiliyor. Örneğin Rusya'da komünizmden serbest pazar ekonomisine geçilirken, devlet işletmelerinin hisseleri işletmelerde çalışanlara dağıtıldı. Daha sonra 1998 ekonomik krizinde, bu hisseleri birileri boş kağıt fiyatına işçilerden topladılar. Bu şekilde Rusya'nın yerden bitme "Ekonomi çarları" ortaya çıktı. Şimdi bunlardan bazıları hapiste, bazıları da Rusya'dan kaçtılar. Bizde de görülen bir başka kötü yan sonuç ise, genellikle "Siyasetin Rantı" kavramına dayalı olarak ortaya çıkıyor. İktidara gelen yeni parti kadroları, "Biraz da bizimkiler zengin olsun" anlayışı ile, özelleştirmeyi "Pastanın paylaşımı" olarak görüyorlar. Eski modelde kamu ihaleleri ve teşvikler siyaset rantı yaratmak için kullanılırken, bu defa özelleştirme de kokuşmuşluğun bir aracı haline girebiliyor. Bir diğer durum da, özelleştirmenin kamulaştırmayı kamufle etmek için kullanılması olabiliyor. Bunda, kamuoyunun dikkatini çeken büyük özelleştirmeler yapılırken, sessiz sedasız kamulaştırmalar sürdürülüyor. Hukuk anlayışı ile bağdaşmayan, mülkiyet hakkını yok sayan uygulamalar yapılıyor. Türkiye'de yaşanılan süreçte özelleştirmenin yararlarını da, kötü yan sonuçlarını da gördük. Bu kötü yan sonuçların yaratıcıları da, kurbanları da aramızda. AK Parti iktidarı özelleştirme hamlesinde gaza basmışken, bazılarının "Biraz da bizimkiler zengin olsun" anlayışını seslendirdikleri, doğal olarak duyulmakta. Ama yaşanılanlar, bu anlayışın sonunda siyasi kadroların başına ne tür rezillikler getirebileceğini kanıtladı. Bu bakımdan, AK Partililerin "Siyaset rantı" yaratmakta ölçüyü kaçırmayacaklarını ümit ediyoruz.
|