|
|
Bu düğünün iletişim hedefi neydi?
Herkes düğünden söz ediyor. Biz de edelim. İşin bizi ilgilendiren yanı tabii ki iletişim boyutu. Yani hayatın ta kendisi. 'Görünen köy kılavuz istemez' diye bir halk deyişi vardır. Bazı iletişim olaylarına 'cuk' diye oturur. Örneğin Bush Türkiye'ye gelse, suyla çalışan bir otomobil piyasaya çıksa ya da bayanın biri Çankaya'da Köşk'ün önünde soyunsa, bunun haber olması için çaba harcamaya gerek yoktur. Tersine haberin kontrolü için çaba harcamak gerekir. Ne adına kontrol? Kişi, ürün ya da hizmetin algılanmasının zarar görmemesi için kontrol... Bu söylediklerimiz Yamani Ailesi'nin düğününe tam uyuyor sanki. Hiç reklam yapmadan, hiçbir profesyonel PR uygulaması içine girmeden haber olma şansı olan her olay gibi burada da mevcut iletişim fırsatı kendi yolunu izledi. İyi mi oldu? Biz ona bakalım... Bazı ürün ve hizmetler kendi iletişimlerini doğal olarak yapar. Bu düğün gibi. Konu o kadar ilgi çekici ki, özel iletişim çabasına hiç gerek yok. "Haberimiz çıksın da, nasıl çıkarsa çıksın" diye bakanlar için bu durum, bulunmaz nimettir. Oysa soruyu şöyle sormakta yarar vardı: Yamani Ailesi bu düğünle ilgili böyle bir algı mı yaratmak istedi? Yani, milyonlarca dolar nasıl savrulur? Özel yatlar, misafir taşıyan 'privat-jet'ler nasıl vızır vızır çalışır? Aslında tevazu dini olan İslam inancına bağlı olduğu iddia edilen bir düğün nasıl şatafat ve tantana dolu bir şekilde ayyuka çıkarılır? Kolay kazanılmış gibi görünen paralar nasıl kolay harcanır? İslami değerler, nerelerde saptırılabilir; nasıl dejenere edilir? Bunlar mıydı, Yamani Ailesi'nin yaymak istediği kilit mesajlar? Emin değilim. Eğer bunlar değildi ise, işte 'biz nasılsa haber oluruz' diye işin ucunu bırakmamak, iletişim hedefini doğru saptamak, pek bir günahları olmadığını sandığım gelinle damadı, magazin basınına yem etmemek ve yukarıdaki olumsuz algılamaları engellemek adına, bu düğünün iletişimini de adam gibi yönetmek gerekirdi. Ya da ben yanılıyorum. Hedef yukarıdaki olumsuz mesajları iletmekti ve bu alanda çok başarılı olundu. Ne dersiniz?
|