| |
|
|
Terörle mücadelede polemik olmamalı
Açıkçası garip bir durum var ortada. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, kamuoyuna açık konuşmasında "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kısıtlanmış yetkiye rağmen terörle mücadeleyi sürdüreceğini" söylüyor. Gerçekten terörle mücadelede böyle bir "Kısıtlanmış yetki" durumu varsa, bunun söylenilmesi gereken yer Milli Güvenlik Kurulu değil mi? Ya da Başbakan ile Genelkurmay Başkanı birbirleriyle görüşüp, ülkenin iç ve dış güvenliği konusunda yapılması gerekenleri ele almıyorlar mı? Daha iki gün önce Başbakan ve tüm komutanlar Yüksek Askeri Şura dolayısıyla birlikte günler geçirmediler mi? Eğer böyle terörle mücadele konusunda bir "Yetkisizlik" durumu varsa bu, askeri personelin tayin ve terfilerinden daha önemli bir sorun değil midir? Hatırlıyorum 28 Şubat 1997 muhtırası ertesindeki sallantılı dönemde, bir Genekurmay sözcüsü, Erbakan'ın Başbakan olduğu koalisyonun Maliye Bakanı Abdüllatif Şener'i ziyaret ettikten sonra, basına "TSK'ya terörle mücadele için gerekli mali desteği vermiyorlar" diye açıklamada bulunmuştu. Bir tahlil yapıp, karar vermeliyiz. "Terör", hem TSK'nın, hem Hükümet'in, hem Devlet'in, hem siyasetin, hem toplumun ortak düşmanıdır. Burada "Güvenlik Bürokrasisi", yani asker, jandarma ve polis, siyasi iktidardan farklı saflarda değildir ki. Bu bakımdan askeri bürokrasinin, "Yetkimiz kısıtlı", "Kaynağımız yok" veya benzeri yakınmaları kamuoyu önünde yapması, eğer varsa sorunu çözmez, sadece siyasi istikrarı zedeler. Bu nedenle Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in CNN Türk'te dün Gürkan Zengin'e söylediklerine katılıyoruz. Cemil Çiçek, Ağustos ayındaki MGK toplantısında konunun açıklığa kavuşacağını belirterek, Orgeneral Özkök'ün, "Kısıtlanmış yetkilere rağmen terörle mücadele etmeye devam edeceğiz" sözlerine bir anlam veremediğini söyledi. Bakan Çiçek, "Eğer yürürlükteki mevzuat açısından bir boşluk meydana gelirse bu talepler değerlendirilerek terörle mücadele kanununda bu düzenlenecektir Biz zaten terörle mücadele yasası üzerinde çalışıyoruz" dedi. Çiçek, CNN Türk'e yaptığı açıklamada terörle mücadelenin kapsamlı ve karmaşık bir konu olduğunu da vurguladı. Hatırlanırsa aynı duruma Org. Hilmi Özkök de KKTC Silahlı Kuvvetler Günü dolayısıyla verilen resepsiyonda geçen hafta değinmiş ve şöyle demişti: - Bizim terörist dediğimize, bazıları 'özgürlük savaşçısı' diyor. Durumu iyi anlatmalıyız. Terörizmin tanımı yapılmalı. Oturaklı davranmalıyız. Biz de duygusal davranıyoruz. Kendi durumumuzu iyi anlatmak lazım. Terörizmin ve teröristlerin amacı hiç önemli değil. Tarifi doğru yapmak lazım. Bu, siyasi bakımdan yapılmıyor. Kendi kamuoyu, insanı 'ne der' diye düşünüyor. Terörün tanımını belirlemek için bir bilim kurulu kurulabilir. Bilim kurulu bu işte önderlik yapabilir. Bu siyasilerden çok bilim adamları tarafından olmalı. Siyasiler bunu yapamıyor. Uzlaşma, güç birliği mutlaka sağlanmalı. Özetle, bazı hassas sorunların çözümü, kamuoyu önünde kurumların sözcülerinin birbirlerini iğnelemesi ile bulunamaz.
|