YAŞ'ta, yaşa takılanlar...
Herhangi bir aksilik olmazsa, Genelkurmay Başkanlığı görev süresinde gelecek yıldan itibaren ilk kez ilginç bir süreç yaşanacak. Org. Hilmi Özkök'ün gelecek yıl emekliye ayrılması halinde, sırasıyla Genelkurmay Başkanlığı'nı üstlenmesi muhtemel üç komutan; Mehmet Yaşar Büyükanıt, İlker Başbuğ ve Sebahattin Işık Koşaner bu görevde ikişer yıl kalacak. Her üç komutan, görevlerinin ikinci yılında 67 olan yaş haddini dolduracaklarından, emekli olmak zorunda kalacaklar. Böylece, "temininde güçlük çekilen personelin" yaş sınırını 67'den yukarı çıkaracak yasal düzenleme yapılmaz veya bir aksilik olmazsa, 2012'ye kadar genelkurmay başkanlarının görev süreleri ikişer yıl olacak.
Yolu geçen yıl açıldı Göreve yeni atanan komutanların portrelerine gelince.. Genelkurmay İkinci Başkanlığı'na atanan Ege Ordu Komutanı Org. Sebahattin Işık Koşaner'i, 2010'da Birinci Başkanlığa taşıyacak yol geçen yılki Yüksek Askeri Şura'da (YAŞ) açıldı. Geçen yılki YAŞ toplantısına Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı olarak giren Korgeneral Koşaner, 3. Kolordu Komutanı olan Korgeneral Köksal Karabay ile orgenerallik için yarıştı. YAŞ'ta Koşaner orgeneralliğe terfi ettirilirken, Korg. Karabay'ın görev süresi bir yıl uzatıldı, kendisi de bunu kabullenemeyip emekliye ayrıldı. Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarlığı görevinde de bulunan Org. Koşaner, siyasi yapı ve komuta kademesini iyi kavramış bir komutan olarak tanınıyor. Kıbrıs'ta görev yaptığı sırada gerçekleşen Annan Planı Referandum sürecinde, politikacılar ve sivil toplum örgütleri ile kurduğu dengeli ilişkinin kendisine ivme kazandırdığı da biliniyor. Önündeki komutanların görev sürelerinde bir uzama olmadığı takdirde, Org. Koşaner için bugünden, 2010'un Genelkurmay Başkanı demek olası.
Teknolojik uyarı Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na gelen Org. Faruk Cömert, karargâhı en iyi bilen ve teknolojiyi "mükemmel" düzeyde kullanan subay olarak tanınıyor. Beraber çalıştığı askerlerin deyimiyle, "büyük ağabey" yaklaşımı içinde hareket eden bir komutan... Personeliyle iç içe çalışmaktan ve fikirlerinden her zaman yararlanmaktan keyif alan bir kişiliği var. Org. Cömert'in diğer bir özelliği ise inandıklarını yumuşak bir üslup içinde doğrudan söylemesi. Bu özelliğini komutanlığını yaptığı Harp Akademileri'nde mayısta düzenlenen "Gelişen Bilgi Teknolojisi ile Güvenlik Politikası ve Stratejileri Arasında Etkileşim ve Yönlendirme" sempozyumunda gösterdi. Org. Cömert, "TSK'nın aldığı birçok silah sistemlerindeki yazılımların kaynak kodları girilemediği için arzu edilen hedeflere kullanılamadığını" açıklamaktan kaçınmadı. "Vaktinden sonra elde edilen silahların da TSK'ya yararı olmadığını, boşuna para harcandığını" bildirdi. Özetle, milyonlarca dolar ödenen silahların ulusal yazılımı olmadığı için süs olarak kaldığını bildirmekten çekinmedi. Orgeneral Cömert'le ilgili hatırlanan bir diğer konu ise 1978'de suikaste kurban giden Doç. Dr. Bedrettin Cömert'in kardeşi olması. Org. Cömert'in Hava Kuvvetleri'ne farklı bir komutanlık süreci yaşatacağını bugünden söylemek olası...
Donanmanın altın çocuğu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na atanan Oramiral Yener Karahanoğlu için söylenen tek cümle var: "Donanmanın altın çocuğu..." "Altın" kelimesi "korunan" anlamında kullanılmıyor. Aksine Deniz Kuvvetleri'nde sıklıkla görülen, sosyal hayatla uyumlu, elit, diplomat, ekip oyununu başarıyla kuran ve görevini iyi yapan subay olmasından dolayı bu kimlik kendisine yakıştırılıyor. Donanmanın, geçen yıl sivil toplum örgütleriyle gerçekleştirdiği etkinliklerde selefi Org. Özden Örnek'le birlikte üstlendiği rol, sosyal yönünü anlatmakta sıklıkça kullanılıyor. Son iki yıldır YAŞ toplantılarıyla ortaya çıkan tablo için TSK'da söylenenlere gelince: "Org. Özkök, görev süresinin son yılını, oluşturduğu ekibiyle tamamlayacak..."
|