Hadi bakalım!
Zaten bir süredir kendi bedeninin diplerinde dolaşan Dipsiz Kuyu'da dün "menenjitli Makbule bebeğin protezi" vardı. Devlet, iki ayağı, iki eli kesilen "yeşil kart bebeği"ne sahip çıkmış, protezini üstlenmişti. Ne iyi yapmıştı! Lakin, aynı "sosyal" devle, piyasa ekonomisinin asosyalleşmiş devleti, yüz binlerce çocuğa yapılan ücretsiz karma aşılara, pahalı diye menenjit aşısı HİB'den katmıyordu. Bir hesaba göre, dozu 6 YTL'ye, eczanelerde ise 23 YTL'ye gelen bir aşı. Ve medyatik olmadıkları için, bu aşıdan mahrum kalan binlerce çocuğun başına ne geldiğini bilmiyorduk.
İyi bir şey olmuştu. Hürriyet de, manşetine "22.5 YTL için" başlığıyla aynı konuyu taşımış... Sabah da, bir başka sağlık krizini, Yaseminler'e bulunamayan kemik iliği meselesini manşete taşımıştı. Türkiye'nin iki büyük kitle gazetesi, "Sosyal devletin hasta hali"ni manşetine taşımış, iyi yapmıştı yani. Şimdi, her iki gazetenin yöneticilerinden bir ricam olacak. Açık açık, buradan: Şu piyasa ekonomisi, piyasa bekçisi devlet, kara delikler, bütçe açığı, tasarruf, sosyal devlet, özel sağlık yatırımları, sosyal güvenlik, özel emeklilik, SSK vesaire üstüne lütfen yeni baştan düşünsünler... 20 milyonu açık yoksul bir ülkede, neyi destekleyip neyi desteklemeyeceklerine "sağlıklı" bir kafa, "sağlam" vücut ve "sıhhatli" vicdan ile karar versinler. Tahkim edilmesi gerekenin... Yamyamlaşabilen, ticari gölgenin içinde pusulasını şaşırabilen özel sağlık ve sosyal güvenlik sistemi mi... Yoksa, dumura uğramış olsa da, düşenin, sürünenin, muhtacın derdine derman olabilecek, ötekilerin yüz vermediğine, sırt çevirmediğine bir nefes sıhhat sunabilecek "sosyal" bir sistem mi olduğuna karar versinler.
Özel olan ne varsa, buyursun, olsun. Parası, imkanı, ısrarı olan oraya koşsun. Ama, ben, sen, o... özel sağlık sigortası, özel hastane, özel doktor, paralı ve pahalı tedavi imkanlarını bulabiliyoruz diye... Bu ülkenin Makbuleler'i 23 liralık aşı yapılmayınca kolsuz, ayaksız... Yaseminler'i, uygun ilik bulunamayınca hayatsız kalmasın! Şimdi oturup düşünme zamanı: Bu ülkenin kitle medyası, özelleştirmeyi, güzelleştirmeyi, piyasayı kafi miktarda, hayır aşırı ölçüde destekledi, pohpohladı. Bir inançtır; reklamdır, ilandır, patrondur, tamam! Ancak, kitle gazetelerinin kitleyi düşünme, kitlenin en mağdurlarını dikkate alma zamanıdır artık. Bu manşetlerin sadece dramı ile, sansasyonu ile değil; arka planı ile, sistemin özü ile ilgilenme zamanıdır. Kendi çocuklarımızı kucaklarken Makbuleler'in aşısız, kolsuz, ayaksız ama protezli bedenlerini... Kendi sevdiklerimize bakarken Yaseminler'in iliksiz, donörsüz dünyalarını kavrama zamanıdır. Bunca zenginliğin de olduğu bir ülkede bunca yoksulluk ve yoksunluğun... Bunca sağlık, estetik israfının olduğu bir ülkede 23 liralık aşısızlığın... Bunca eğlence, tatavanın olduğu ülkede, tuhaf imkansızlıkların hesabını sorma, peşini bırakmama.... "Halk adına gazeteci" ve gerçek "kitle gazetesi" olma zamanıdır!
|