| |
Dışişleri inanamıyor
İktidara yaylım ateşi açan muhalefet liderlerine göre, Ek Protokol'le Kıbrıs davası kaybedildi, KKTC tabela devleti haline geldi, Londra ve Zürih anlaşmaları geçerliliğini yitirdi... Ve öyle iddialar da ortaya atılıyor ki, Dışişleri Bakanı Gül'ün dediği gibi "Muhalefet yapayım derken, ne ülkelerine, ne de partilerine fayda sağlıyorlar." Baykal'dan bir örnek verelim. Geçen hafta partisinin Merkez Yürütme Kurulu toplantısı öncesi yaptığı açıklamada aynen şunları söyledi: "Ankara protokolünü genişletme ihtiyacı AB üyesi ülkelerin tümü için derhal yerine getirilmesi gereken sorumluluk değildir. Nitekim şu anda AB'ye 10 yıldan beri üye olan pek çok ülkeyle Türkiye arasında böyle bir protokol imzalanması söz konusu olmamıştır."
O dönem kim vardı? Şaşmamak mümkün değil. Oysa konuyu Meclis'teki kadrolar içinde en iyi CHP'lilerin bilmesi gerekiyor. Çünkü gümrük birliğinin imzalandığı 6 Mart 1995'te işbaşında DYP-SHP koalisyonu vardı. Dışişleri Bakanlığı'nı SHP lideri Murat Karayalçın yürütüyordu. Daha sonra SHP ile CHP birleşti. Karayalçın'ın yerini Hikmet Çetin aldı. Sonra da Deniz Baykal! Gümrük birliğinin yürürlüğe girdiği 1 Ocak 1996'da Çiller-Baykal hükümeti -24 Aralık 1995'teki seçimi yitirdikleri için- istifa etmişti ama yeni koalisyon henüz kurulmadığından görevi yürütüyordu. Yani Türkiye, gümrük birliğine Baykal'ın Dışişleri Bakanlığı'yla girdi. Türkiye o anlaşmayla AB üyesi 15 ülkeyle gümrük birliği yaptı. Başka deyişle, 1 Ocak 1996'da AB'nin 15 üyesi vardı. 1 Mayıs 2004'te 25 üyeye çıktı. Ek Protokol'le işte bu 10 yeni üye de gümrük birliğine alınıyor. Daha acısı ne biliyor musunuz; Türkiye ile AB arasında gümrük birliği görüşmeleri yapılırken Dışişleri Müsteşarlığı koltuğunda Büyükelçi Onur Öymen oturuyordu. Bugün CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili olan Öymen! Ve o da "Bu fiili tanımadır, Girit gibi Kıbrıs da feda edilebilecek noktaya getirildi" deyip duruyor.
Türkmen ve Denktaş Siyasete giren diplomatların ceketlerini nasıl ters yüz ettiklerinin bir örneğini de DYP Genel Başkan Yardımcısı Nüzhet Kandemir verdi. Baykal gibi o da, "Bundan önce AB genişlerken Türkiye'den Ankara Anlaşması ve gümrük birliğinin yeni üyelere uygulanması amacıyla ek protokol ihdası istenmedi" dedi, "KKTC'nin feda edildiğini " öne sürdü. Kandemir de müsteşarlığa kadar yükselmiş bir diplomat. Düşünün artık. Dışişleri bürokratlarıyla bir sohbet sırasında konuyu bu tuhaflığa getirdik. İç çekerek, "İnanamıyoruz" dediler, "Yanlarında yetiştiğimiz, feyzaldığımız ağabeylerimize baktıkça, ilerde asla siyasete girmeme kararlılığımız pekişiyor." Türkiye'nin yetiştirdiği önemli diplomatlardan İlter Türkmen iyi ki seçimde kaybedip siyasetten çabuk ayrıldı. Gerçeği rahatça söyleyip yazabiliyor: "Ek Protokol'ü imzalamakla Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni hukuken tanıdığına hükmedilemez. Türkiye bugün uluslararası alanda bir hayli kuvvetli durumda." Baykal, Öymen, Kandemir'e ve diğerlerine tavsiyemiz: Rauf Denktaş bile "Öldük, bittik" demediğine göre, daha ihtiyatlı konuşmalarında yarar var.
|