Asırlık marka
Moda kavramını ve Fransız stilini yaratan Christian Dior, yüzüncü yılında büyük etkinliklerle anılıyor.
Modanın efsanevi ismi Christian Dior, yaşasaydı bu yıl 100 yaşına basacaktı. O artık yok ama modaya getirdiği elegans, zarafet ve Fransız stilinin doğuşuna katkısı hala capcanlı bir şekilde ayakta duruyor. Ve Christian Dior'un asırlık doğumgünü, doğup büyüdüğü, bugün müzeye dönüştürülen malikhanede konserler, filmler ve sergilerle kutlanıyor. Dior, soyağacı 16. yüzyıla uzanan sanayici bir ailenin oğlu ama daha küçücük bir çocukken etrafındaki sanatçıları, babasının fabrikalarına tercih ediyor. Cocteau, Buffet, Jacob gibi birinci sınıf isimlerle tiyatrodan, resimden ve tabii ki modadan sözetmeye bayılan Dior, çizdiği krokilerle başlayan moda macerasını, tüm dünyada efsanevi bir stile dönüşecek olan "New Look" koleksiyonu ile devam ettiriyor. 1947 yılında ortaya çıkan bu zarif siluet, savaş yılları boyunca paçavralara sarınan kadınlara, uzun etekler ve ince belli ceketlerle giyinmenin zevkini yeniden tattırıyor. Bu yıllarda Time dergisi ilk kez, kapağında bir modacıyı kullanıyor ve New Look koleksiyonu dünyanın dört bir yanında tanınmaya başlıyor. Kadınların zayıflayıp durmadan incelme yarışı da işte bu figürle başlayacaktır. Ayrıca Dior, çalışan kadına yönelik kıyafetleri de ilk düşleyen tasarımcıdır. Bugün de markanın sanat yönetmeni Galliano'- nun yeni bir stille tekrar yaşattığı New Look, bundan yarım asır önce aktif ve modern kadının simgesi olmuş. Ardından Dior, aktrisleri giydirmenin ne kadar önemli olduğunu kavrayarak Marlene Dietrich, İngrid Bergman ya da Lauren Bacall gibi büyük isimlerin film kostümlerini yapıyor, bir yandan da, yine bu yıllarda Dior stilini sürdürecek olan yetenekli gençleri bulup çıkartıyor: Yves Saint Laurent ya da Pierre Cardin gibi Fransız stilinin ölümsüz imzaları hep onun atölyelerinde yetişiyorlar. Dior, modada öyle bir matematik yarattı ki, aynı kurallar bu modaevinde hala sürüyor. Krokilerin kabul edilmesinden sonraki süreç, kumaş seçimi, model kontrolü ve provalar bugün de aynı atölyelerde ve aynı sahnelerle yaşanıyor. Christian Dior, o zamanlar bu kıyafet provalarına, "Her biri birer trajedi" dermiş ama Galliano yönetimindeki Dior atölyelerinde bugün de aynı kavgalar yaşanıyormuş. Dior'un bir özelliği de doğaüstü güçlere olan inancıymış. Kadınların siluetini tasarlarken 8 rakamından esinlenen modacı, bu sayıyı kutsal kabul ediyormuş. Sürekli olarak bir medyumla görüşen Dior, ayrıca çeşitli objelerin uğuruna da inanırmış. Bütün uğurlarını bir araya getirerek tasarladığı bilezik moda dünyasında çok meşhur. Tasarımcı, yine uğuruna inandığı müge çiçeğinden de, annelerimizin neslinin fetiş parfümü Diorissimo'- yu yaratmış. Ayrıca kimyagerlerinden, yine uğuruna inandığı yasemin çiçeğini kullanarak bir koku tasarlamalarını istiyor ve ortaya o dönemin en ünlü kokusu Miss Dior çıkıyor. Dior Müzesi, bu yıl NY Metropolitan gibi dünyaca ünlü müzelerden Diorama, Kara elmas adlı elbiseleri getirterek sergiler düzenliyor, golf turnuvası, parfüm stajları, moda ve sinema başlıklı festivaller ve sokak gösterileri organize ediyor . Müze bu yıl, Fransız Kültür Bakanlığı tarafından Ulusal Müzeler arasına seçildi. Yolunuz düşerse www.musee-diorgranville. com
Sedef Ecer
|