| |
Sevr ve Lozan
Çağdaşlık, ilericilik, aydınlanma ilkelerine bağlılık ve Atatürkçülük eksenine oturttuğu söylemleriyle en az iki kuşağın umutlarını insafsızca sömüren Bülent Ecevit'in son Padişah Vahdettin'i aklayan çıkışının gölgesinde bugün, Lozan Antlaşması'nın 82'nci yıldönümünü kutluyoruz. Geçen hafta bu konuya ayırdığımız yazıda anlattığımız gibi, Lozan Antlaşması'nın yıldönümünü ilk kez Türkler ve Kürtler ayrı daha vahimi kamplaşmış olarakkutlayacaklar. Ya da anacaklar. Lozan kent yönetimi olayları önlemek için, iki gruba birbirleriyle karşılaşmayacakları noktalarda gösteri izni verdi. Türkler, Lozan Antlaşması'nın en uzun ve en çetin müzakerelerinin yapıldığı Uşi Şatosu önünde toplanacak. Kürt gruplar ise 24 Temmuz 1923'te 143 maddelik barış antlaşması ile eklerinin imzalandığı Rumine Sarayı'nın önünde. Bir ayrıntı: Öcalan karşıtı Kürt gruplar, Lozan Antlaşması'nın reddini PKK/Kongra-Gel çizgisiyle mücadelenin simgesi, hatta bayrağı haline getirdiler. İddiaları: Lozan Antlaşması, Kürdistan'ı 4 devlet arasında paylaştırdı, oysa Sevr Antlaşması "Büyük Kürdistan" devleti kurulmasını öngörüyordu. Gerçekten öyle mi?
Kürt vekiller Lozan'cıydı 10 Ağustos 1920 tarihinde imzalanan Sevr Antlaşması'nın 62, 63 ve 64'üncü maddelerinde gerçekten "Kürt devleti" vaadi yer alıyor ama bakın ne koşullara bağlı olarak: * İngiltere, Fransa ve İtalya hükümetlerinin atayacakları birer üyeden oluşan komisyon oluşturulacak. * Komisyon, Sevr Antlaşması'nın imzalanmasından itibaren 6 aylık sürede Fırat'ın doğusunda, daha sonra sınırları çizilecek Ermenistan'ın güneyinde, Türkiye-Suriye sınırının kuzeyinde ve Mezopotamya'da, halkının çoğu Kürt olan bölgeler için yerel özerklik planı hazırlayacak. * Osmanlı hükümeti, komisyonun kararını bildirmesinden itibaren 3 ay içinde onayını verecek. * Ardından bir yıllık dönemde tanımlanan bölgede yaşayan Kürt halkı Osmanlı'dan bağımsızlık isteyip istemediğini bildirecek. * Tercihleri bağımsızlık yönünde olursa, Milletler Cemiyeti, Kürtler'in bağımsız devlet kurma yeteneğine sahip olup olmadıklarını belirleyecek. * Milletler Cemiyeti'nin görüşü de bağımsızlık yönünde olursa, Osmanlı devletinden o bölgedeki hak ve imtiyazlarından vazgeçtiğini açıklamasını isteyecek. Bu maddeleri özetlersek, önce Ermenistan'ın sınırı çizilecek, ardından kalacak bir avuç toprak parçasında Kürtler için özerklik planı hazırlanacak. Tüm "Kürdistan" değil, o daracık bölgede yaşayan Kürtler bağımsızlık isterse ve Milletler Cemiyeti bu talebi uygulanabilir bulursa, o zaman bir Kürt devleti belki kurulabilecek. Lozan Antlaşması'na özgür iradeleriyle firesiz destek veren Büyük Millet Meclisi'ndeki Kürt temsilcilerin bu tercihlerinde, iki neden etkili oldu: Sevr'de aşağılanmaları ve Türkiye'den ayrılmayı reddetmeleri. Mahabad ve yöresini İran'a bırakan Kasr-ı Şirin Antlaşması'nın 1639'da imzalandığını, Irak sınırlarını çizen Türkiye-İngiltere anlaşmasının Lozan'dan üç yıl sonra hayata geçtiğini ve Londra'nın Kuzey Irak'taki Kürtler'in hiçbir talebini kabul etmediğini de hatırlatalım. Kürt aydınlarına, İsmet Paşa'nın (İnönü) 23 Ağustos 1923'te Lozan Antlaşması'nın onaya sunulduğu Meclis birleşimindeki müthiş konuşmasını iyi irdelemelerini tavsiye ediyoruz. Ve İnönü'nün yine o konuşmadaki son cümlesini anımsatıyoruz: "Artık işe koyulma zamanı geldi..."
|