| |
|
|
Çiçek büyüyor mu?
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok dün adli tatilin başlaması nedeniyle düzenlenen törende, devleti ve toplumu İslamlaştırma çabalarının yoğunlaştığı uyarısında bulundu. Ok'un "Siyasal İslam hedefinde kararlı. Köktendinci akımların tempolarını yükselttiklerini, etkinlik alanlarını genişlettiklerini fark etmemek imkânsız" gözleminde "abartı" ya da "vehim" olup olmadığını araştırmak için, onun önerisine uyarak, çevremize baktık. Çok da öteye gitmeden, iki büyük gazetede, SABAH ve Hürriyet'te, sadece son üç günde yer alan haberleri taradık. Şöyle bir tablo çıktı: * Diyanet'e bağlı Kur'an kurslarının denetimi gevşetildi. Bu kurslar Milli Eğitim müfettişlerinin yetki alanından çıkarıldı. Müfettişler ayrıca dernek ve vakıf yurtlarını, özel öğretim kurumlarını, orta öğretim kademesindeki okul, dershane ve diğer kursları da denetleyemeyecekler. * Gümüldür'de Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın 550 yataklı kampı özelleştirme kapsamından çıkarıldı (hem de sonuçlanan ihale iptal edilerek) ve bedelsiz, süresiz Diyanet'e verildi. * TEDAŞ kaçak elektrikle mücadele için fetva aldı. Fetva şöyle: "Kaçak elektrikle ısıtılan suyla alınmış abtes geçersizdir." * Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, milletvekillerine Kur'an gönderdi. * Memurların işe türban ve sakalla gelmelerine göz yuman belediyeciler beraat etti. * Promosyonlu Kur'an kursları yurt genelinde hızla yayılıyor. * Hastanelere mescit zorunluluğu getiriliyor. Bu listeye artık herkesin kanıksadığı ama hergün biraz daha mesafe alan üniversitelerde ve kamusal alanda türban serbestisi tartışmalarını eklemedik. Yine hergün en az birkaç demece konu olan imam-hatip liselerini de. Ayrıca 20 yıldır tatil yaptığımız Ege'nin sahil kasabasında daha geçen yaz sohbet ettiğimiz çağdaş kıyafetli komşularımızın bu yıl tesettüre girdiklerini ve "günah" diyerek erkeklerin selamını bile almayı reddettiklerini görünce duyduğumuz şaşkınlığı da abartmak istemedik. Ama en azından düşündürücü bulduk. Başsavcı Ok'a hak verir ya da vermezsiniz; ancak okuduklarımız ve gördüklerimiz bize Şah Pehlevi'nin generallerinin "Humeyni ihtilalinin gelişini nasıl görmediniz" sorusuna verdikleri tarihi yanıtı hatırlattı: "Bir çiçeğe hergün bakarsanız, büyüdüğünü fark edemezsiniz..."
|