 |  |
  |
|
Boğa güreşi denen felaket..
Angel Junior "Haydi bakalım çiftliğe" dedi.. Doluştuk arabalara.. Baba Angel'in kent dışında bir çiftlik evi var.. Orada küçük bir aile yemeği varmış. Ona katılacağız.. Ev dünya şirini.. Bir dere kenarında nefis bir bahçe.. Yemekleri, zaten ahçı üniforması ile dolaşan Angel kendi yapmış.. Kardeşi, eşi, çocukları.. Şirketteki en yakın çalışma arkadaşları ve yakın dostları.. Küçük (!) aile yemeğinde 30 kişi falanız. Harikaydı dört saate yakın süren yemek.. Sonra gitarlar çıktı ortaya.. Yanımda biri çalıyor.. Pamplona'nın eski belediye başkanı imiş.. Öte yanda biri, Angel ile düet yapıyor.. Navarra eyaleti hükümet başkanı.. Miguel.. Tam karşımda oturan İspanyol güzeli de, kente iki dönemdir belediye başkanlığı yapan Yolanda.. Bura bize benziyor. Herkes birbirine adıyla hitap ediyor. Soyadı yok gibi.. Şimdi bu kadar güçlü dostlar olunca, işler ne kolay gider değil mi?.. Burada durum tersi.. Belediye Başkanı'nın kocası, ülkenin en iyi mimarlarından biri.. Adam nerdeyse işsiz. Kimse yanaşmıyor, dedi kodu çıkar diye.. "Toro.. Toro" diye ortada dolaşmaya başladı, Baba Angel.. Elinde bir demet bilet.. Yemeği yedirdi, şimdi eğlenmeye yolluyor.. Böyle bir "Baba" olur mu?.. God father yani.. Biz Navarra eyalet başkanının locasından izleyeceğiz güreşleri.. Sabah arenada şov yapan boğalar ve adlarını ilk defa duyduğum matadorlar.. Boğa güreşi için Ernest Hemingway "sanat" diye yazmış.. Ya onun gördüğü başka şeydi, ya da hazret biraz fazla sadist ruhluydu . Ben ilk 1963 yılında Madrid'de izledim Boğa güreşini.. Bir daha da arenanın yanından geçmedim. 40 yılda değişen bir şey yok.. Önce picador denen at üstündeki adamlar, ellerindeki kalın uçlu mızrakla boğada üç delik açıyorlar ki hayvan kan kaybetsin ve zayıf düşsün. Ondan sonra ellerinde çifter şiş olan üç yamak, bu altı zıpkını boğaya saplıyorlar.. Hayvan iyice çöküyor, kan revan içinde ve matador hazretleri nihayet piyasaya çıkıyor.. Esas şov o.. İki bölüm.. İlki, boğa ile pelerin aracılığı ile oynamak.. Burada ne kadar riski göze alıyorsan, o kadar iyi matadorsun.. El Cordobes'in (Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük matadoru), ilk corridasına (Boğa güreşi) çıktığı günün sabahı, salaş gecekondusunda ağlayan kızkardeşine "Ağlama Angelika.. Bu gece ya sana bir ev alacağım. Ya yasımı tutacaksın" deyişi bundan.. Ölümü göze almak.. Riskli ve artistik hareketlerle boğayı etrafında dolandırmak.. Nerde Cordobes.. Bunlar acemi.. Hele ilki.. Tribün ıslıktan yıkılıyor.. Sahaya minderler atılıyor.. İkinci bölüm, matadorun kılıcı eline alması ile başlıyor. 10 dakika içinde öldürmesi gerek. Asıl matadorluk burda.. "Gerçek anı" dedikleri bu.. Boğa bir adım ötede.. Başını eğmiş.. Tek hamle ile kılıcı sapına kadar saplayacaksın, boynunun hemen yanından. Kılıç doğru kalbine saplanacak ve boğa anında ölecek.. Bizimki, 10 kere denedi, vuramadı ölümcül darbeyi.. Ve ünlü tezahürat başladı.. "Orospu çocuğu.." İkinci matador biraz daha iyiydi. Güreş sonunda şeref turu yapmasına izin verildi. Şeref locasında o günkü güreşlerin ağası oturuyor. Kırkpınar Ağası gibi. Burada ağalık satılmıyor, Belediye Başkanı her gün için bir ağa seçiyor. Güreş sonunda matador başarısına göre ödüllendiriliyor. En alt ödül şeref turu.. Sonra bir kulak. Sonra iki kulak.. Harika döğüşene de boğanın kuyruğunu armağan ediyor ağa.. Biz güreşlerin dördüncü günündeydik. Altı güreşten bir yürüyüş izni çıktı o kadar. Bizden evvelki üç günde bir yürüyüş hakkı verilmiş, bir de kulak.. Yani matadorların durumu o kadar kötü.. Matador kötü olunca, zaten felaket boğa güreşi iyice felaket oluyor.. Bilbao'dan gelen Basklılar "Canavarlar, katiller" diye protesto ediyor, Pamplonalıları.. Onlar da "Yok yahu.. Siz yüzlerce insan öldürüyorsunuz yıllardan beri, o ne oluyor" diye yanıt veriyorlar.. Şimdi yarın köşe kapalı ya.. İspanya maceraları cuma günü devam edecek.. Şu meşhur koşuyu nihayet anlatacağız. Az sonra..
|