|
|
İstanbul, nasıl dünya kenti olur?
AK Parti, İstanbul'a özel önem verdiğini belirterek iktidara geldi. Bu 'özel önem'in nedeni belli, Başbakan Tayyip Erdoğan'a iktidar yolunu İstanbul açtı: Şimdi sıra İstanbul'un önünün açılmasında. Ancak, bir yılı aşkın İstanbul iktidarı döneminde altyapı, ulaşım, deprem ve kentsel dönüşüm konularında toplumu heyecanlandıran bir proje yok. Atılan birkaç olumlu adımın hayata nasıl yansıyacağı ise henüz bilinmiyor. Bu gerçeği, 'İstanbul Sevdalısı' Başbakan Erdoğan da biliyor. Bildiği için de İstanbul'u bir dünya markasına dönüştürmeye yönelik değişimci projeler peşinde. Bu değişimin ilk adımında prestij projeleri var. Haydarpaşa-Harem arasının yeniden inşa edilmesi. Karaköy-Fındıklı arasında yer alan 'Galataport Projesi.' Sirkeci-Üsküdar hattında Raylı Tüp Geçiş sistemi. Bunlar bilinenler; ama bir de bilindiği halde üzerinde toplumun ortak görüş yaratamadığı büyük projeler var. Üçüncü Boğaz Köprüsü: Hükümet bu konuda kararlı. Sarıyer'den geçecek üçüncü köprünün yapılacağına kesin gözüyle bakılıyor. İkinci Boğaz Projesi: Karadeniz'i Marmara'ya Çatalca üzerinden bağlayacak 10 milyar dolarlık bir proje olduğu söyleniyor. Ayrıntılarının ne olduğunu kimse kamuoyuna açıklamıyor. Ancak yabancı finans kaynaklarına anlatılıyor ve yatırımcı bulunması için yoğun çaba harcanıyor. İkinci Tüp Geçiş Projesi: Başbakan Tayyip Erdoğan bu projeden ilk kez son ABD gezisinde söz etti. Boğaz'ın iki yakası bu kez karayoluna açık tüp geçişle birleşecek. Yeri ve olma olasılığı konusunda ayrıntı yok. Bu projeler arasında en sıcak tartışılan Haydarpaşa. Projede 70 katlı gökdelenlerin yer alacağı haberi toplumun sert tepkisiyle karşılaştı. Ancak, Haydarpaşa'da hangi projenin hayata geçirileceği henüz kesinleşmiş değil. Ama şu gerçek, özel yasa çıkartılan bu projeyi Başbakan Tayyip Erdoğan, yakından takip ediyor ve Haydarpaşa Lisesi'nin de projenin içine katılmasını istiyor. İstanbul'u dünyaya pazarlama adına ortaya atılan bu projeler bir kez daha iki tavrı karşı karşıya getiriyor. Tıpkı ilk Boğaz Köprüsü'nün yapıldığı dönemde olduğu gibi. Köprünün yapılmasını isteyenlerle, istemeyenler ayrımı şimdi yeniden gündemde. Acaba İstanbul tarihi kimliğini koruyarak mı, yoksa yabancı sermayeyi İstanbul'a çeken büyük projelerle mi dünyaya açılmalı? Kısaca ilk aşamada 10 milyon turist çekmenin yolu hangisi? Bu konu daha çok tartışılacağa benziyor. Peki siz ne düşünüyorsunuz?
|