| |
|
|
Reha Muhtar neden denize palto ile girmiyor?
İnsanların inançları gereği hayat tarzlarında ve giysilerinde uyguladıkları modeli aşağılamak, ne sosyolojinin, ne de siyasetin kurallarına sığar. " İnanç özgürlüğü " temel hak ve hürriyetlerin temel öğelerinden birisidir. Bu açıdan, Türkiye'de inanan kadınlar örtünsün mü yoksa açılsın mı içerikli tartışmaların çok yararlı olduğunu düşünmüyorum. Buna ancak o kadınlar kendi iradeleri ile karar verir. Devlet ya da siyaset baskısı ile yapılan zorlamalar, sadece tepkiye sebep olur. Bu noktada beni rahatsız eden bir durum var. Nedense örtünen (Ya da tesettürlü) kadınlar değil erkekler tartışıyor bu konuyu. Zaten örtünmenin sebebi, " Mahrem " kavramıdır. Dünyada erkekler olduğu için kadınlar örtünüyor neticede. Muhafazakar ve mukaddesatçı ortamlardaki kadınlar, ancak örtündükleri takdirde, aile erkeklerinden ve çevreden sosyal hayata katılabilme izni alabiliyorlar. Bu nedenle sosyolog Nilüfer Göle'nin " Modern mahrem " yorumu benimsenmedi mi? Dinin emirlerini tartışmak bana düşmez. Liberal demokraside temel ilkenin " İnançlara saygı " olduğunu kesinlikle benimsemiş bir kişiyim. Ama toplumsal ve bireysel yaşamın her alanının özgürce tartışıldığı ve bunun global ölçekte iletildiği bir çağı, yani " Bilgi ve İletişim Çağı "nı da yaşamaktayız. Bu bakımdan kadınların örtünmelerinin şartlarını ve biçimini erkekler ne kadar tartışıyorsa, bunu kadınların da yapmaları gerektiğine inanıyorum. Kendisi ve aile çevresi modern yaşamı seçen bir tanıdığım, geçenlerde yaşadığı bir olayı anlatıyordu. Kadınlı erkekli arkadaşları ile deniz kıyısındaki bir mekanda yüzüyor, yiyor içiyorlar, eğleniyorlarmış. Derken, çok kapalı giysileri ile beş hanım gelmiş ve yanlarındaki sandalyelere oturmuşlar. Sözünü ettiğim tanıdık ve arkadaşları bu yeni gelenlerin giysilerine takılıp, ters ters bakmaya başlamışlar. Birazdan o topluluktaki örtülü hanımlardan biri yanlarına gelip, şöyle demiş: - Bu yaz sıcağında sizler mayolarınızla denize girerken, bizlerin pardösülü ve örtülü olmamıza takılıyorsanız, bu nedenle bize değil, erkeklerimize tepki göstersenize. Başka giysilerle biz beş kadın, yanımızda erkeklerimiz olmadan buraya gelebilir miydik? Bir doktor tanıdığım da rastladığı başka bir sahneyi anlattı. Muayenehanesine iyice örtülü bir kadın ve kocası gelmişler. Kadın hastaymış. Doktor muayene etmek isteyince kadın kolunu uzatmış. Sadece nabzını ölçebilmiş kadının. Daha sonra kadının kocası " Beni de muayene et doktor " deyip, soyunmaya başlamış. Don gömlek muayene bekleyen adamın sadece nabzına bakmış doktor ve sonra " Sen kendine tanıdığın sağlıklı olma hakkını karına tanımadığına göre, sadece nabzına bakabilirim " senin demiş. Bu sözler üzerine adam utanmış ve karısının da muayene olmasına izin vermiş. Bunlar münferit vakalar değil. Başta da söyledim. Kimse dini inançların gereğini baskı yolu ile değiştirmeye kalkışmamalı. Ama aynı şekilde erkekler de baskı yolu ile kadınları, giysilerinin biçimine zorlamamalı, eve kapatmamalı, onları " Edilgen " kendilerini de " Etken " olarak görmemeli. Bu çağda eğer " Mahrem " kavramını sade kadınlar için geçerli sayarsanız, ünlü erkek yıldızlara karşı kadın kitlelerinin gösterdiği ilgiye ne dersiniz? Bir Brad Pitt veya bir İbrahim Tatlıses de kadınlar açısından " Mahrem "in öğelerini taşımıyorlar mı? Neden kadınlar da, erkeklerin kapanması gerektiğini hiç tartışmıyor yani? Bazı erkeklerin de denize elbise ile girmeleri gerektiği neden tartışılmıyor? Reha Muhtar Bodrum'da denize palto ile girse, bu hem ilgi çekici olur, hem de aldığı kiloların ve selülitlerinin gizlenmesine yardım ederdi mesela.
|