|
|
Gözümüzün pası silindi
Konfederasyon Kupası ve U-20 Dünya Şampiyonası birbirinden nefis maçlarla ölü sezonda gözlerimizin pasını sildi. Almanya'daki turnuva renkli geçti. Ev sahibi ekip geçtiğimiz senelere göre daha iyiydi. Hiç lejyoneri olmayan Meksika, başarılı bir performans çizdi. Japonya da önemli gelişmeler içinde. Son dakikada net bir fırsatı kaçırmasalar, Brezilya gibi bir dünya devini devre dışında bırakacaklardı. İstanbul'da bizden 1 puan alınca eline büyük avantaj geçen ancak 4 gün sonra Atina'da Ukrayna'ya yenilerek bir anda bütün umutlarını yitiren Yunanistan, moral bozukluğu yüzünden varlık gösteremedi.
Müthiş final Brezilya-Arjantin finalinin seyrine doyum olmadı. Arjantin'in ilk 15 dakikada 2 mükemmel şutla üst üste 2 gol yemesi ve mecburen bütün riskleri erken alması, seyir zevkini üst düzeye çıkaran faktördü. İstediği geniş alanı bulan Brezilya, teknik direktör Parreira'nın alışılmış alan daraltan kurgusuyla oyunu geride kabul edip çok adamlı organize kontrataklarla pozisyon zenginliği yaşadı. Moral bozukluğuna rağmen her zaman kaliteli takım olan Arjantin de elinden geleni yaptı. Kalabalık savunma önünde azami sayıda üretkenlik bulmaya çalıştı. Ama unutulmamalı ki kolektif bütünlük içinde Adriano gibi güçlü bir forvete ve Ronaldinho, Kaka, Robinho gibi sprinterlere sahip bir takıma geniş alanda yakalanıp fark yemeyecek bir takım dünyada yok. Brezilya'nın yıldızlarını iyi tanıdığımdan sergiledikleri performansı doğal karşıladım. Ancak aklım defans bloğunun sağındaki Cicinho'ya takıldı. Olağanüstü özelliklere sahip bir kenar adamı. Tahmin ediyorum bu genç yetenek görev yerinin gediklisi olan tecrübeli Cafu'yu Dünya Kupası'nda kesecektir.
Gelecek parlak değil Dünya Gençler Şampiyonası da çok zevkli maçlara sahne oldu. Finalde güçlü rakibi Arjantin karşısında iyi futbol oynayan çoğunlukla oyuna hükmeden Nijerya gençleri, geri kalmış ülkenin düşünce eksikliği yüzünden kupayı kaybetti. Hücum girişimlerinde, son pas seçimlerinde ve son vuruşlarda hatalar yaptılar. Hiç pozisyon yokken acemice 2 penaltıya sebep oldular. Bir de yüzde yüzlük penaltılara topyekün sevimsiz itirazlarda bulundular. Arjantin finalde beklenilen futbolunu sergileyemedi ama rakibinin hatalarının iyi değerlendirip kupayı aldı. Güney Amerika'dan şampiyon gelen Kolombiya'yı, ardından Avrupa Şampiyonu İspanya'yı, yarı finalde de güçlü ve ezeli rakipleri Brezilya'yı elemeleri, ikinci şampiyonluklarını da hak ettiklerinin açık göstergesiydi. Hollanda'daki şampiyonada yetenekli oyuncular izledim ama Arjantinli Messi'yi diğerlerinden ayırmak lazım. Müthiş bir yetenek. Önümüzdeki sezon Barcelona'daki performansını merakla bekliyorum. Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi bizim takım tam bir hayal kırıklığıydı. Konfederasyon Kupası ve Dünya Gençler Şampiyonası'nı izledikten sonra bugünkü tablomuzda geleceğe iyimser bakamıyorum. Her zaman vurguladığım bir konu var, yetenekli oyunculara sahip olmak birşey ifade etmiyor. Takım olmak lazım. Bunun için de sistem ve kolektif uyum başta olmak üzere günümüz futbolunun istediği ilkeleri yerine getirmek lazım. Ne yazık ki biz bu ilkeleri yerine getiremiyoruz.
|