| |
|
|
Fatih Terim'den ilk beklentiler..
Levent Bıçakçı'yı yürekten kutluyorum.. Geç de olsa sonunda yumruğunu masaya vurdu. "Sorumlu benim" dedi. Başarısız ve umutsuz Ersun Yanal'ı görevden aldı, bu ülkenin yetiştirdiği yaşayan en büyük iki hocadan birini göreve getirdi. Galatasaray'ı bölüp parçalamak ve şampiyonluğunu engellemek dışında başarısı olmayan Yanal'ın ardından hala ve hala ağlayanların, bu çok gerçekçi ve hatta gecikmiş kararı eleştirenlerin üzüntüsünün sebebi de bu olmalı. Eleme kuralarına birinci torbadan, 1 numaralı favori olarak girmiş Türkiye'ye, Türkiye topraklarında 7 puan kaybettiren (İkisi Gürcistan gibi olmayan bir takıma üstelik), Türkiye'nin rakibi olacak üç takımla yaptığı dört maçta tek galibiyet alamayan ve sadece bir gol atabilen (O da 10 kişilik bir rakibe) bir teknik direktör, hala ve nasıl savunulur, anlamam mümkün değil. Hadi sonuçları geç.. Arka arkaya talihsizlikler olabilir.. Hiç değilse oynanan oyundan, sistemden, taktikten söz edersin.. Nerde?.. Hani futbol?.. Hani sistem?.. Maç başı ortalama 50 orta ile doldur boşalt oynamanın adı ne zaman futbol oldu.. Hele bu taktikle oynarken, Türkiye'nin dünya çapında pivot santrforu Hakan Şükür'ü "Sistemime uymuyor" komik gerekçesi ile takım dışı bırakmak mı, Teknik Direktörlük.. Hakan oyununun altında yatan sebebin, Ersun Yanal'ın rüyalarını süsleyen Fenerbahçe Teknik Direktörlüğü yolunda atılmış adımlar olduğunu, kendisi de biliyor ki, koca bir sezon Ali Sami Yen'in yanından geçemedi. Korkusundan değil.. Bu devletin Milli Takım Teknik Direktörü'nü koruyacağını biliyor.. Utancından.. Onun için verdiğim tek olumlu not da bu.. Utanmayı biliyor. Fatih Terim'i Levent Bıçakçı, tüm milli takımların sorumlusu yaptı. Doğrusu bu.. Yaş sırası ile üç genç, ardından Ümit Takımların görevi, A takımına oyuncu yetiştirmekse, sistemin tek sorumlusu olması gerek ki, tüm takımlar en başından itibaren hepsi ayni dili konuşsun. Bir üst takıma geçenler, sudan çıkmış balığa dönmeden, başından beri öğrendikleri oyun sistemi içinde yollarına devam etsinler. Her takım sorumlusunun kendi bildiği sazı çalmasının getirdiği kaosu, alt takımlardan yetişenlerin bir üste uyum sağlamalarının güçlüğünü bugüne dek hep gördük. Şimdi ilk defa başından sonuna, birbirine bağlı bir entegre sistem kuruluyor. Bu sistemin başı Terim, kendi yardımcıları dahil, hocalarını "Doğru" seçmek" zorunda.. Önce yanlış nedir, onu söyleyelim.. Bugüne dek hocalar, kendilerine fikir verecek, onlarla takır takır tartışacak yardımcılar yerine, her dediklerine "He" diyen köleleri tercih ettiler genelde.. Bu yüzden de, en sıkıntılı anlarda yalnız kaldılar. Doğruyu yapanlar, Derwall ve Piontek'ti.. Derwall, Denizli'yi kendisine kafa tuttuğu için seçti.. Piontek Terim'i, fikir verecek güçte ve yürekte olduğu için. Bu yüzden ikisi de, veliahtlarını seçerek ve bırakarak gittiler ülkemizden. Gözleri arkada kalmadan.. Peki Denizli ve Terim birer veliaht bıraktılar mı arkalarında?.. Hayır!.. En büyük yanlışları da bu oldu. Kendi Denizli ve Terimler'ini bulamamak.. Yok muydu da bulamadılar, yoksa "Evet efendim"cileri mi seçtiler?.. Bence ikincisi.. İkinci yanlış, bugüne dek işe adam değil, adama iş sistemi uygulandı.. Hatır.. Gönül.. Hatta siyasal baskılarla hocalar atandı.. Terim artık bu iki yanlışı da yapmamalı.. Ama gazete haberlerine bakılırsa, yapmak üzere.. Kendisi Galatasaraylı ya.. Trabzonlu, Beşiktaşlı ve Fenerli yardımcılar seçerek, popülizm tuzağına düşeceğini işaret eden haberler yoğun.. Adı geçen isimlerin çoğunun geleceği olmayan, sessiz sedasız "Başüstüne" tipleri olması da ayrı.. Böylesi bir seçim, Terim'in işe başından yanlış başlaması demektir. 5 değil, 10 yıllık anlaşma yapması da bir fayda sağlamaz.. Ersun Yanal'ın kendi "Hık deyicileri" ile saha kenarında nasıl yalnız kaldığını gördükten sonra, bir daha ayni sahneleri izlemek bizi dehşete düşürür. Fatih Terim, herkesin ağzına bir parmak bal çalmak amacı ile "Futbolcu eskileri"ne takılırsa, kendisine de, Ayyıldızlara da yazık eder. Terim "Antrenör yenileri"ni bulmak zorunda.. Milli takımlarda görev yapmaya layık, milli takım için yeni antrenörler.. Mesela.. Ümit Kayıhan'ı tanıyor mu acaba?.. Reha Kapsal adını duydu mu?.. İşte pırıl pırıl, işte ilkeli iki genç.. İkisinin de geleceği parlak. Denizli ve Terim olmaya hazırlar. Ya da Yılmaz Vural gibi bir bilgili asi ile çalışmayı göze alabilir mi?. Fatih Terim hakkında ilk kararımı, kurduğu kadroyu görünce vereceğim..
|