Başörtünün baş sömürücüsü kim?
AB yolunda 'yerinde say, marş marş' komutu ile yüksek tempo yapan iktidarın terli vücudu karşıdan esen soğuk rüzgar yüzünden hayli sancılı Bazılarına göre bu sancılar yeni bir başörtü dalgası doğuracak. Baş kanıtları da, düne kadar başörtü meselesine vurgu yapmayan iktidarın birdenbire 'irtica-savar' odaklara tepkilerini yoğunlaştırması Bu yeni dalga iktidarın yemeye devam edeceği soğuk AB rüzgıyla tırmanacak kas ağrılarını dindirmeye kâfi gelir mi? Doğrusu başörtü mağdurlarının çoğuna saffet ve gafleti hesaba katarsak bu soruya evet cevabı verebiliriz. Mağdur kitlenin büyük bölümü, yasağa karşı çıkanların veya çıkar görünenlerin 'derin engelleyici' görevi yürütebileceklerini hesaba katmıyor. Aynı kitlenin aynı saffet ve gaflet içinde olması, dolayısıyla 'başörtü siyaseti'nin bir kere daha kâr getirmesi çok kuvvetle muhtemeldir. Bu yorumda da benim kanıtım iktidarın başörtüsü ile ilgili olarak birdenbire yükselen 'yutturumları'dır İktidar olarak 'yaptırım' uygulaması gerekenler acizliklerini örtmek için yutturum uyguluyorlar. Buna göre, mağdurun derdini çözmek yerine ondan daha yüksek perdeden ağlamaya kendinizi kaptırırsınız, olur biter. Bu yutturumlar itibar gördüğü için yeni bir başörtüsü dalgası gelebilir. Gerçekten de mağdurların yutturum kurmaylarına yönelik ciddi bir tepkileri yok. Pek çoğu 'her şeye rağmen' oylarını yine yutturumcuya verme eğiliminde... Yasaktan ötürü sızlanıyorlar ama yaptırım yerine sadece 'kahrol başörtü düşmanı, ay ne kadar da zalimsin' diyen yutturumcuları kınayamıyorlar. Esasen bu yutturumları, iktidarın başlangıçta AB uğruna yaptığı yüksek tempolu 'yerinde sayma' mesaisinin boşa çıkmasına bağlayanlar da az değil. Onlara göre iktidarın şimdiye kadar 'başörtüsü önceliklerimiz arasında değildir' demesi, AB'nin şip-şak sağlayacağı özgürlüklere bel bağlamanın ifadesi. Bu hayal çökünce başörtüsü birdenbire öncelikler arasına girdi, yutturumlar başladı. Peki bu yeni dalga başörtüsü siyaseti öncekiler kadar kı olacak mı? İşte o kesin değil. Şimdi belirmeye başlayan dalga belki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin büsbütün ufalanmasını önleyebilir ama öncekilerde olduğu gibi 'yükselen hareket' haline getirici bir fırtınaya dönüşmez. Bunun da kanıtı Ağar'ın dünkü Sabah'ta vurguladığı 'basma başörtülü fukara' gerçeği! DYP Genel Başkanı'nın Sabah yazarlarına konuk olduğu -Malatya'da bulunduğum için katılamadığım- sohbette iktidara yönelttiği 'bunlar Armani başörtülülerin hükümeti' şeklindeki eleştiri, bir bakıma önümüzdeki seçimin anahtar konusunu teşkil edecek. İktidar partisinin düğün derneğiyle, hanı hamamıyla, adamı hanımıyla sergilediği zengin ve zenginlikçi görünüm dar gelirli kesimlerde ciddi bir samimiyet sorgulamasına yol açabilecektir. Böylece iktidarın seçimlere doğru depreşen başörtüsü heyecanı da kuşku ile karşılanabilecektir. Mağdurların bütün saffet ve gafletine rağmen, başörtü fitnesinin başladığı günden beri yaşanan iki büyük dalganın 'iklim mimarları' konusunda soru işaretleri de uyarıcı olmaya başlayabilir. Malum; 12 Eylül sonrası patlayan yolsuzluk kültürü merkez sağı süpürüyordu ama başörtüsü yasağı olmasaydı Refah şahlanışı asla yaşanmazdı. Bu birinci başörtüsü dalgasıydı Yine malum, hapse atılarak zalim düzenin mağdurluk nişanı ile taltif edilmiş Erdoğan hareketini besleyen en büyük kaynaklardan biri de başörtüsü yasağıydı. Sözgelimi önceki iktidar (DSP-MHP-ANAP ortaklığı) sadece bu yasağı kaldırabilseydi, iktisadi bunalım faciasına rağmen Adalet ve Kalkınma Partisi tek başına iktidar olamazdı. İkinci başörtü dalgası da buydu. Görülüyor ki, başörtü yasağı ilkinde Erbakan'ı, ikincisinde Erdoğan'ı başbakan yapan 'numara'ların en etkili olanıdır. Bu yüzden, bütün saffet ve gafletlerine rağmen mağdurlarımız başörtü yasağının ardındaki 'iklim mimarları' hakkında biraz olsun aydınlanabilirler. En yoğun saffet ve gaflet bile bazı soruları sonsuza kadar askıda tutamaz: Başörtü yasağında ısrar edenler ülkeye ille de 'Siyasal İslami' eğilimden gelme (Erbakan ve Erdoğan gibi) başbakan kazandırmak için mi yırtınıyorlar? Sağda 'başörtü siyaseti' sürekli kâr getirirken işin esnafı bu ticaretin bitmesini bütün kalbiyle ve kalıbıyla ister mi? Eğer isterse, başörtü yasakçılarını tahrik ederek 'derin engelleyici' görevini yürütür mü? Kim kime ve neye çalışıyor? Muhafazak siyasetçiye başörtü yasağı gibi muazzam bir 'rey fabrikası' hediye eden ben miyim?
|