Tezgahaltı faiz uygulaması yaygınlaşırsa, kendini yeni toparlayan bankacılık sektörü yara alır. Düşmesi herkes tarafından arzulanan reel faiz süreci gecikir.
Basında yer alan haberlere göre, eski bir bankacılık hastalığı tekrar ortaya çıkmış. Bazı bankalar, ilan ettikleri faizlerin üzerinde ve tezgahaltı tabir edilen bir yöntemle, daha fazla faiz öneriyorlarmış. Vermeyenler ise haklı olarak "bu nasıl iştir" diye feryadı basıyorlar. Bu eğilim, bankacılık sisteminde işlerin iyi gitmediğine ve sorunların oluştuğuna işaret eder. Sorunlar, bireysel bankalardan ya da genel ekonomi politikalarının uygulanmasından kaynaklanabilir. Detaylarına baktığımızda tezgahaltı faizlerin nedenlerini genelde 5 noktada toplayabiliriz.
NEDENLER 1- Ek faiz veren bankaların mali durumlarında bir sıkıntı olabilir. Bu sorun kendisini likidite sıkışıklığı şeklinde yansıtabilir. Kaynak ihtiyaçlarını bu yolla karşılamaya yönelebilirler.
2- Ekonomide genelde bir likidite sıkışıklığı ortaya çıkabilir. Merkez Bankası makro ekonomik hedefler çerçevesinde para arzını daraltma yoluna gidebilir.
3- Genelde ekonomide likidite sıkışıklığı olmasa bile, sistemde mevcut likidite bazı bankalarda yoğunlaşabilir. Likiditesi fazla olan bankalar, değişik nedenlerle, likidite sıkışıklığı yaşayan bankalara borç vermek istemeyebilirler. Bunu bilinçli şekilde yapan bankalar da sistemde bulunabilir.
4- Döviz alımları nedeniyle, YTL sıkışıklığı ortaya çıkabilir.
5- Bütün bunların aksine, bankalar YTL kredilerinden, özellikle tüketici kredilerinden kar sağlıyorsa, bunu arttırmak için YTL kaynaklara fazla faiz önerebilirler. Bu tür eğilimler, sadece bizde değil, dünya bankacılığında da gözlenmiştir. Bu durumda, bankaları denetleme yetkisine sahip otorite konuya derhal eğilir, fazla faiz veren bankaları çağırıp görüşür ve nedenlerini belirler. Bu eğilimler merkez bankaları için de önemlidir. Merkez bankası ve banka denetim otoritesi beraberce oturup, durumu analiz ederler, gerekli kararları alırlar.
NASIL ÇÖZÜLÜR? Bizde, bankaları BDDK denetler, likidite ve para arzını ise Merkez Bankası düzenler. Tezgahaltı faiz konusu bu iki kurumu da yakından ilgilendirir. Yapılacak tespitlere göre, sorun bankaların mali bünye zayıflıklarından kaynaklanıyorsa BDDK gereğini yapar. Likidite sıkışıklığı ya da likiditenin dengesiz dağılımı konuları ile Merkez Bankası ilgilenir. Bu konuda gecikmeler nedeniyle tezgahaltı faiz uygulaması yaygınlaşırsa, kendini yeni toparlamaya başlayan bankacılık sektörü yara alır. Düşmesi herkes tarafından arzulanan reel faiz süreci gecikir. Sistemde değişik dengeler oluşur. Almanya'dan bir örnek vereyim. Alman Banka Denetim Otoritesi (Bundesaufsichsamt), böyle durumlarda fazla faiz veren bankanın yöneticilerini çağırır. Nedenini sorar ve uygulamaya derhal son verilmesini ister. Konuyu, Merkez Bankası (Bundesbank) ile görüşür. Beraberce sorunu çözerler. Tezgahaltı faize, "piyasa ekonomisinde fiyatlar arz ve talebe göre belirlenir, buna faiz de dahildir" gibi saflıkla yaklaşmak sorunların başlangıç safhasında önlenmesini engeller. Sistemde risk artar. Geçtiğimiz günlerde Merkez Bankası Başkanı'nın beş büyük bankayla özel bir toplantı yapıp, tezgahaltı faiz konusunda kendilerini uyarması yerinde bir davranıştır. BDDK'nın da konuyu yakından takibinde yarar vardır.