|
 |
 |
 |
Topçu: Enayi miyim?
Yüce Divan'da yargılanan eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Yaşar Topçu, 3 ayda bir borçlarını yetiştirmek için koşuşturduğunu ifade ederek, ''147 milyon dolar müteahhitlere menfaat sağlamışım. Ben enayi miyim? 147 milyon doları milletin cebinden alıp müteahhitlerin cebine koyacağım da menfaat temin etmeyeceğim. Böyle bir şey olabilir mi?'' dedi.
Yaşar Topçu ile ilk kez katılan avukatı Ömer Asım Livanelioğlu'nunhazır bulunduğu bugünkü duruşmada, sanık Topçu'nun davanın bir an öncesonuçlandırılması istemi doğrultusunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili
Abdurrahman Yalçınkaya'nın görüşü alındı.
Yalçınkaya, 1 Haziran'da yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanunu'nagöre derhal beraat kararı verilebilmesi için suçun yeni kanunda suç sayılmaması gerektiğini ifade ederek, derhal beraat kararı verilmesinigerektiren bir durum bulunmadığını, kararın deliller toplandıktan sonra verilmesi gerektiğini söyledi. Topçu'nun avukatı Livanelioğlu ise müvekkiline atfedilen somut bir fiil bulunmadığını, iddiaların soyut ve varsayıma dayalı olduğunu savunarak, Topçu hakkında derhal beraat kararı verilmesi gerektiğini kaydetti. Sanık Yaşar Topçu da şöyle konuştu:
''Ben bunca yıllık politika hayatımda varını yoğunu kaybetmiş bir siyasetçiyim. Bir devlet ihalesinden bırakın menfaat sağlamayı, borçluyaşayan bir insanım. 3 ayda bir borçlarını yetiştirmek için koşuşturanbir insanım. Beni menfaat sağlamakla yargılıyorsunuz. Bu ihale nedeniyle 8 yıldır yargılanıyorum. Bitmez, tükenmez bir yargılama... 147 milyon dolar müteahhitlere menfaat sağlamışım. Ben enayi miyim? 147 milyon doları milletin cebinden alıp müteahhitlerin cebine koyacağım da menfaat temin etmeyeceğim. Böyle bir şey olabilir mi?'' Meclis Soruşturma Komisyonu tarafından mal varlığına ilişkin araştırmada gerek kendisinin, gerekse ailesinin mal varlığında artış olmadığının belirlendiğini anlatan Topçu, Yüce Divan'a sevk kararının delillerle değil, hipotezlerle yapıldığını savundu.
Topçu, ''Soruşturma komisyonunun mantığı 'gitsin, aklansın, gelsin' üzerine kurulmuştur. Bu keyfi bir muameledir'' diye konuştu. Dava konusu ihalelere davet edilmeyen müteahhitlerin duruşmaya tanık olarak çağrılmalarına da itiraz eden Topçu, ''Ben size bunlar gibi 200 müteahhit bulurum. Bunların ifadeleri hüküm kurmaya elverişliolamaz'' dedi.
Yüce Divan, Topçu'nun davaya derhal son verilmesi ve beraat etmesiyönündeki istemini oybirliğiyle reddetti.
'AKLİ MELEKELERİMİ KAYBETMİŞ OLMAM GEREKİR'
Duruşmada daha sonra, Finansbank Yönetim Kurulu üyesi ve dönemin Hazine Müsteşarı Yener Dinçmen tanık olarak dinlenildi. Karadeniz Sahil Yolu ihalelerinin nasıl yapıldığı, ihalelerin kimeverildiği ve maliyetinin ne olduğu konularının Hazine Müsteşarlığı'nınbilgisi dışında olduğunu belirten Dinçmen, ''Benim 'bu ihaleyi şöyle yapın' demem için akli melekelerimi kaybetmiş olmam gerekir'' dedi. Dinçmen, sadece, Türkiye'nin dış kredi bağlantılı birden fazla ihale ile piyasaya çıkmasının borçlanma maliyetini artıracağı uyarısında bulunduklarını kaydetti.
Duruşmada, daha sonra dava konusu ihalelere davet edilmeyen bazı müteahhitler tanık olarak dinlenildi.
'ŞAN OLSUN ŞEKLİNDE TAVRI VARDIR'
Müteahhitler Cenk Tangil, Mehmet Emin Erdoğan ve İbrahim Özen, yeterlilikleri bulunduğu halde şirketlerinin Karadeniz Sahil Yolu ihalesine davet edilmediğini, bunun da idarenin takdirine bağlı olduğunu anlattılar.
Tanık Tubin A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Turhan Büyükşahin ise ihalelere davet edilmediklerini, davet edilmeleri halinde bu işi yapabilecek kapasiteye sahip olduklarını söyledi.
Yüce Divan'a başkanlık eden Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç'ın ihalelere davet edilmeme nedenlerini sorması üzerine Büyükşahin, şöyle konuştu:
''Davet edilmememizi Türkiye'nin şartlarına bağlıyorum. Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Çarkın nasıl döndüğünü herkes biliyor. Üst kademelerde tanıdığınızın olması güç veriyor. Bizim hiçbir parti ve makamdan talebimiz olmadı.
Bazı firmalar her yere giriyor, çıkıyor, yakınlıklar peydah ediyor. Bunlar yaşadığımız şeyler. Sayın Bakan Topçu ihalelerle direktalakalı değildir. Bakanın bu işten en ufak bir maddi çıkarı olduğu kanısında değilim. Onun sadece 'şan olsun' şeklinde bir tavrı vardır.'' Duruşma, diğer tanıkların dinlenilmesi için saat 14.00'e ertelendi.
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|