- 50 milyon lira mı? - Bulduğunuza şükredin. Yakında 100 milyona bile alamazsınız. - Nasıl yani? Bir şişe viski için servet mi ödeyeceğiz? - Ben bilmem... - Peki şuradan da bir şarap ver. O ne kadar? - 25 milyon lira. - 4 şişe de bira ver bari... Ne yalan söyleyeyim, ödemeyi yaparken yıkıldım. Ev misafir kaynıyor, yemek yenilecek, muhabbet edilecek. İçkisiz olmaz!
Az viski, bol buz ile "serveti idareli tüketmeye" çalışırken yakalandım tabii. "Arkadaşlar, bir şişe viskinin kaç para olduğundan haberdar mısınız" dedik ama dinleyen kim? Biri, "Boşuna mı geldik" diğeri, "Hata sende. Kaçak alsaydın. 30 milyon bile değildi" dedi. Bir başkası ise "Dünyanın tanınmış içki markalarının ithalatı 3 aydır durdu, haberin yok mu" diyerek beni aydınlattı! "Yanlış anlamayın. Sorun para değil" gibi bir şeyler mırıldandım. Baktım inandırıcı değil, "adil olmayan ölçüsüz vergi oranlarını" gecenin ana konusu haline getirdim. Uzun süre bize geleceklerini sanmıyorum.
İthal içkiler neden bulunamıyor? Olay geçen yıl, ocak ayında bir gümrük müfettişinin raporuyla alevleniyor. Müfettiş, ithalatcıların, örneğin A markalı viskiyi, gümrüksüz bölgelere (duty free) 5 liraya faturalandırırken, iç piyasaya 3 liraya sattıklarını tespit ediyor. Müfettiş raporuna "İthal içkilerin Türkiye'ye giriş fiyatı, (Atatürk Havalimanı gibi) gümrüksüz satış mağazalarına sattıkları fiyatın altında olmamalı" önerisini ekliyor. Öneri hemen uygulamaya konuyor. Ancak ithalatcılar "Vergi nedeniyle iç piyasa fiyatlarımız artar" diyerek, ithalatı durdurup, konuyu mahkemeye taşıyor. Geçen yıl, stokların tükenmesiyle birlikte, özellikle turizm bölgelerinde "içki bulamıyoruz" sesleri yükseliyor. "Turizmi olumsuz etkilemesin" diye karar kaldırılıyor. Ne zamana kadar? 3 ay önce uygulama tekrar başlıyor. İthalat yeniden durduruluyor.
Uygulama ithal içki fiyatını neden arttıracak? Nedeni sadece Türkiye'de uygulanan ve ithal içkiye (CIF) gümrük fiyatı üzerine vergi konmasından kaynaklanıyor. Örneğin (ismini vermeyeceğim) 50 milyona aldığım viskinin, CIF bedeli, 3.5 milyon lira. Pazarlama ve işletme gideri ve kı çıkardığımızda, 50 milyon liranın, 21 milyon 300 bin lirasının ÖTV, 7 milyon 650 bin lirasının da KDV olduğunu görüyoruz. Aynı viski ise gümrüksüz sahaya 10 milyon liraya faturalanıyor. Orada içki vergisiz satıldığı için ithalatcı kar marjını yüksek tutuyor. Devlet diyor ki, "Sen 10 milyona sattığına göre, iç piyasa da 10 milyona faturalayacaksın. Bende bunun üzerinden vergi alacağım." Bu ise 50 milyon liraya satılan viskinin (yaklaşık) 80 milyon liraya çıkması anlamına geliyor.
Dünyada uygulama nasıl? Avrupa'da içki üzerinden alınan vergilerde CIF değeri, fabrika çıkış fiyatı gibi kriterler uygulanmıyor. AB, alkol içeriğini baz alarak, alkollü içkilerden aynı oranda vergi alıyor. Örneğin 100 derece içeren alkolün vergisi 10 euro ise, 50 derece içeren içkiden 5 euro vergi alınıyor. İçkinin vergisiz fiyatı ise piyasaya bırakılıyor. Halbuki Türkiye, Dünya Ticaret Örgütü ve AB kurallarına karşı çıkarak, biri alkol içeriğine göre diğeri de malın değerine göre hesaplanan iki ayrı vergi sistemi uyguluyor Yüksek vergi oranları hem kaçakçılığı hem de halk sağlığını tehdit eden sahte içki üretimini teşvik ettiği ise hükümetce kabul edilmiyor. Peki ben şu viskinin "Kaçağını bulamadım" diye niye hayıflanıyorum!