|
|
|
|
|
AB yoğun kriz dolayısıyla kapalı
|
|
Fransa ve Hollanda'daki referandumlar, AB liderlerini anayasa ve bütçenin yeniden yapılandırılması konusunda uyarıcı oldu.
Brüksel'deki zirve, Avrupa Birliği'nin tarihinde ilk kez yoğun bir tadilata girdiğini gösterdi. Liderler, AB'nin bütünlüğüne sağlıklı bir işlerlik kazandırılması için 'anayasa' ve 'bütçe' gibi iki hayati unsurun yeniden yapılanması gerektiği kararına vardılar. AB ülkelerinde yaşayan vatandaşların hukuka uygun bir düzende yaşaması için her noktayı belirleyen anayasada ve ekonomik durumda ortaya çıkan pürüzler, liderleri çıkmaza soktu. Fransa ve Hollanda'da yapılan referandumda anayasanın reddedilmesi, AB bütçesinin belirlenmesiyle ilgili müzakereleri de olumsuz yönde etkiledi. AB anayasası üye ülke vatandaşları için ne kadar önemliyse, AB bütçesinin belirlenmesi de birliğe yeni katılan 10 ülke ile az gelişmiş AB ülkeleri için aynı oranda hayati önem yaşıyor.
ZENGİN-FAKİR CEPHESİ Brüksel Zirvesi'nde AB içindeki 6 "zengin" ülkeden oluşan cephe ile 17 ülkeden oluşan "fakir" cephesinin, 48 saat boyunca masa başında verdiği mücadele, Türkiye'yi de kapsayan "genişleme" ile ilgili tartışmaların gündem dışı kalmasına neden oldu. Türkiye'nin 3 Ekim'de üyelik müzakerelerine başlamasına kimse itiraz etmediği halde, AB liderleri Brüksel zirvesinde adaylara "AB'nin kendi içindeki tadilat tamamlanıncaya kadar genişlemeye kapalı kalacağı" mesajı verdiler. Brüksel zirvesinde ortaya çıkan bu cepheleşme, AB'nin sağlıklı bir anayasa ve sağlıklı bir bütçe ile bütünlük hedefine kolay ulaşılamayacağını gösterdi.. AB'li bir diplomat, bu zirvede "genişleme" konusunun gündem dışı bırakılmış olmasının doğal olduğunu; durumun Türkiye'nin AB sürecini etkilemeyeceğini; ancak AB'nin de ikinci (Bulgaristan-Romanya) ve üçüncü (Türkiye-Hırvatistan) kez genişlemeden önce, 10 ülkenin birden üyeliğiyle sarsılan temellerinin onarılması ve sağlamlaştırması gerektiğine" dikkati çekti.
|
|
|
|
|
|
|
|
|