|
|
|
|
|
Buzluk' seçeneği ağırlık kazanıyor
|
|
Referandumlar sonrası ortaya çıkan yeni tablo kuşkusuz en çok AB'ye yeni giren 10 ülke kadar üyelik müzakerelerine hazırlanan Türkiye'den başka Yunanistan, Portekiz, İtalya ve İspanya gibi birliğin eski ancak az kalkınmış ülkelerini de huzursuz kılıyor. İngiltere anayasa referandumlarına ara verilmesini istiyor, Fransa sürecin devam etmesinden yana; İngiltere bütçeden aldığı geri ödemelerden vazgeçmiyor, Fransa en azından birkaç yıl almamasını istiyor; Fransa genişlemenin Bulgaristan ve Romanya'dan sonra mola vermesinden yana görünüyor, İngiltere ise tarih verilen Türkiye ve Hırvatistan'dan sonra ancak bunun düşünülebileceğini söylüyor... Sürtüşmelerin kopma gibi daha tehlikeli boyutlara ulaşmaması için zirvede AB'nin geleceğini ilgilendiren üç büyük konunun "buzdolabına konması" bekleniyor. Ancak bugün çıkacak sonuçların , tedirginlikleri gidermeyeceği gibi, anayasa-bütçe-genişleme konularının "toz duman" yatışana kadar rafa kaldırılmasının bu tedirginlikleri artırması bekleniyor.
EN KÖTÜ SENARYO AB ülkelerinin kendi çıkarları doğrultusunda yaptıkları hesapların "ortak bir çizgide" çakışamamasından en çok zararlı çıkacak ülkelerden birinin Türkiye olacağı konuşuluyor. Ülkeler anayasa ve bütçe konularında görüş birliği sağlayamadığı sürece genişleme söz konusu olamayacağından, birbirinden bağımsız görünen bu üç konuyu doğrudan bağlantılı hale getiriyor. AB'nin yakın tarihinde hiç gündeme gelmeyen ve hiç ihtimal verilmeyen "dağılma olasılığı" senaryoları da bu günlerde ortaya çıktı. Konunun hiç konuşulmamasına rağmen, büyük ülkelerin bu olasılığı göz önünde bulundurmak zorunda kaldıklarından söz ediliyor. AB ülkeleri şu sıralar değil Türkiye, 2007'de üye olacak Bulgaristan ve Romanya'nın endişelerini bile duymak istemiyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|