| |
Üniversite... Kanayan yara
Kars'ta profesör, öğrencilerin arasına giriyor ve soruyor: "Çocuklar beni tanıyor musunuz?" Bir kız öğrenci öne atılıyor: "YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'siniz." - Çocuklar, bir isteğiniz var mı? Kız öğrencilerden biri "var" diyor: - Geceleri kütüphanede ders çalışıyoruz... Geç saatte yurda gidiyoruz... Bazı arkadaşlarımız da evlerine... Yol ıssız ve karanlık... Korkuyoruz... Koruma istiyoruz. Sonra bir erkek öğrenci konuşuyor: - Hocam, laboratuarda araç gereç noksanı var... Kendi harçlığımızla alıyoruz.
Bir genç "doktora yapmak için" Kars-Kafkas Üniversitesi'ne gitmiş. Orayı, öylesine beğenmiş ki, doktorası bitince dönmemiş. Şimdi Kars'ta öğretim üyesi. Prof. Teziç ona soruyor: - Burada mutlu musun?.. Bir isteğin var mı? - Var hocam... Lojmansız olmuyor... Lojmanlar eksik... Tamamlasanız.
"Araya" bir not koyalım. YÖK Başkanlığı gibi önemli bir konumda bulunan Prof. Dr. Erdoğan Teziç'in "lojman sorunu" çözülmedi ki, Erdoğan Hoca "Kars'ın lojman sorununu çözsün." "Kelin merhemi olsa" misali.
Hatay'dan bir görüntü. Hatay'a "doktoraya" giden ve sonra dönmeyip, oraya yerleşen bir öğretim üyesi "Amerika'dan teklif" alıyor. Prof. Teziç, o hocayı bulup, soruyor: - Amerika'ya neden hayır dedin? - Hocam ben arkeologum... Hatay bir hazine. - Benden bir isteğin var mı? - Biliyorsunuz. - Evet biliyorum.
Prof. Teziç'e sorduk: - Gerçekten o arkeologun sorununu biliyor muydunuz? - Evet... Aldığı maaş 1 milyar, 100 milyon... ABD'ye gitse, binlerce dolar alacak... Ama biz onun ne araştırma giderini karşılayabiliyoruz ne de lojman ihtiyacını.
Almanya "Amerika'daki, diğer ülkelerdeki Alman hocaları" Almanya'ya döndürmeye çalışıyor. "15 yeni üniversite kurmaya çalışan" biz de, yurtdışındaki hocalarımızı "dönmeye teşvik etmeliyiz." YÖK Başkanı Prof. Teziç "teşvik etmeye başladık" dedi. Aman ne güzel.
Derken, TÜBİTAK bursu kazanarak, Norveç'te "kanser üzerine" araştırma yapan bir profesörümüz aradı. Türkiye'ye dönmüş, üniversitede göreve başlamış. Ve bir gün... - Üniversite yönetiminin, başkanı bulunduğum bölüme yönelik tasarrufunu akademik ilke ve onur anlayışımla bağdaştırmadığım için istifa ettim. Daha sonra "istifayı gerektiren olay" ortadan kalkmış. Hoca da üniversiteye başvurmuş: - Artık geri dönebilirim. Hocaya verilen yanıt: - İhtiyaç ve kadro yok. Oysa "böylesine" ihtiyaç o kadar çok ki. Prof. Dr. Nadir Paksoy "bunları köşenizde yazabilirsiniz" dedi. Yarın Nadir Hoca'yı Almanya, ABD veya Norveç "kaparsa" şaşmayız.
19-20 Mayıs'ta Bergen'de (Norveç) Avrupa Yüksek Öğretim Alanı ile ilgili bir toplantı oldu. Bu toplantı "Avrupa'da, gündemin en önemli konusuydu." Toplantıya katılan İTÜ eski rektörü ve "Avrupa Üniversiteler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi" Prof. Dr. Gülsün Sağlamer'den "7 sayfalık" bir mektup aldık. Gülsün Hoca "konuya verdiğimiz önemi" biliyor. "Ama" diyor: - .... bu konu Türkiye'de gündemi etkilemiyor.
Türk'ün aklı sonradan gelir Gülsün Hoca.
|