SABAH - Hayat Ömer için hiç kolay olmayacak

Şu an 12 Haziran 2005 - Pazar tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

	Son Dakika

	Yazarlar

	Günün İçinden

	Ekonomi

	Gündem

	Siyaset

	Dünya

	Spor

	Hava Durumu

	Sarı Sayfalar

	Ana Sayfa

	Dosyalar

	Arşiv

	Etkinlikler

	Günaydın

	Televizyon

	Astroloji

	Magazin

	Sağlık

	» Cumartesi

	Aktüel Pazar

	Otomobil

	Sinema

	Çizerler

Google Arama

Hayat Ömer için hiç kolay olmayacak

Pınar Kahraman Küçükaras 8 yıl önce doğan oğlu Ömer'e otizm teşhisi konulduktan sonra giriştiği mücadele dolu 5 yılı kitap haline getirdi. Bir buçuk yaşına kadar tamamen sağlıklı görünen Ömer iki yaşından sonra konuşmayan ve herkesten kaçan bir çocuk halini almış. Küçükaras, oğlunun otistik olduğunu öğrendikten sonra gece gündüz demeden yaptığı araştırmalarla büyük bir mücadeleye girişmiş. İlk çocuğu olan Ömer'i 23 yaşında doğuran ve şu an 33 yaşında olan Pınar Kahraman Küçükaras'ın en çok üzüldüğü konulardan biri otizm teşhisinin geç konması ve doğal olarak tedavilere de geç başlanmış olması: "Kardeşinin doğumu sonrasında başlayan ilk belirtileri biz kardeş kıskançlığı olarak algıladık. Bu yüzden tedavide geciktik." Küçükaras teşhisin ardından geçen 1-2 yılın Ömer'in tedavisi açısından çok verimli

geçmediğini söylüyor: "O zaman araştırmalar bu kadar detaylandırılmamıştı. Bizim şimdi Ömer'e uyguladığımız tedaviler 1 ya da 2 yıllık. Ömer şu an 25-30 kelimeden oluşan bir kelime dağarcığıyla konuşuyor. Aslında okuyor ancak canı isterse konuşuyor. Şu an yaşının çok az gerisinde. Elit Gençler Koleji'nde birinci sınıfta kendisi gibi otistik olan çocuklarla birlikte okuyor."

CEZA OLARAK DÜŞÜNMEDİM
Bunları anlatırken duygulu anlar yaşaşan Küçükaras, çok yorulduğunu ancak hiç yılmadığını da belirtiyor: "Bu olayı ceza olarak düşünmedim. Bana 'Eline fırsat geçse neyi değiştirirdin?' diye sorsalardı 'Bunu yaşamış olmayı değiştirmek isterim' demezdim. Çünkü bize çok şey kattı. Herkesin problem ettiği şeyler bizim için çok önemsiz. Kendi mutluluklarımızı yaratmayı öğrendik. Başarılarımızla övünmemeyi öğrendik, çünkü bunları başaramayacak bir çocuğa sahibiz. Sadece

Ömer'in bu durumunu değiştirmek isterdim." Küçükaras'ın en çok istediği şey ise Ömer'in ona ihtiyaç duymadan kendi ayakları üzerinde durması: "Bir otistik çocuk haftada en az 30 saat eğitim almalı. Türkiye'de bunu uygulamak mümkün değil. Biz o eğitimleri birkaç saat alıyor diğerlerini de kendi başımıza halletmeye çalışıyoruz. Profesyonel değiliz ve bununla anne olarak başetmek çok zor. Hem çocuğunuz hem de diğer aile üyeleri için üzülüyorsunuz." Küçükaras, özellikle kızının bu durumdan çok etkilendiğini anlatıyor: "Benimle birlikte öğretmen gibi çalıştı. Ona da hayattan düşen pay bu. Hayat diğer çocuklar gibi onun için çok kolay olmayacak." Küçükaras yaklaşık 4 ay önce çalışmaya başlamış. Oğlunun doğumunda bıraktığı iş hayatına geri dönmenin kendisine iyi geldiğini belirtiyor.

Aynur Erdem