| |
|
|
Bir 'sadakat anıtı' yıkıldı: Türker Sanal
Masamızda bir not duruyor: - İsmet Sezgin ile Türker Sanal birlikte ziyaretinize gelmek istiyorlar... Telefonla aradılar, yanıt bekliyorlar. Biz yanıt veremeden "acı haber" geldi. Türker Sanal ölmüştü.
Eğer "sadakat nedir" diye sorulacak olursa... Türker'in resmini göstermek yeterli. "İşte, sadakat budur" diyerek. Hizmetinde olduğu kuruma, hizmetinde bulunduğu kişiye, inancına, davasına, partisine sadıktı. "Sadakat" akıllı insanın işidir. Türker akıllı, sadık, iddialı, inançlı bir kişiydi.
1970'li yıllarda seçim meydanında kürsüye çıkardı. "Demirel'in gelişini" anons ederdi: - Geliyooor, geliyor... Robert Kolej'den değil, İslamköy'den Başbakan Demirel geliyor. Bir yandan Demirel'in kürsüye gelişini duyururken, bir yandan da "Robert Kolejli Ecevit'e" taş atardı.
1980'li yıllarda "olup bitenleri... Gazete haberlerini... Radyo bültenlerini" Demirel'e taşımakla görevliydi. "Seçim zamanları" ise Aydın'da olurdu. "İsmet abisi" için, "Nahit abisi" için, diğer adaylar için çalışırdı. Önce AP'li, sonra DYP'li olarak "hep siyasetin içindeydi ama..." Hiçbir zaman "kendisi için bir şey istemedi."
Türker'in bir de "Kızılay'cılığı" vardı. Yine "kendisi için hiçbir şey beklemeden" yaptığı bir hizmeti. Gün olur deprem bölgesine giderdi, gün olur sel felaketine. O "düğün, dernek arkadaşlığından" ziyade, herkes için bir "zor gün... Kötü gün" dostuydu.
Türker Sanal'a tanrıdan rahmet, ailesine ve dostlarına başsağlığı diliyoruz. Bu dünyadan Türker adında "bir sadakat anıtı" geçti.
|